Değişerek Nasıl Değiştirebiliriz PDF oku, PDF kitap depomuzda, Adem Halil Şenkal tarafından kaleme alınan Değişerek Nasıl Değiştirebiliriz isimli kitabı siz değerli okurlarımız için hazırladık. 9786054723492 dilinde ve Kitap Kağıdı ebatında basılan ayrıca TÜRKÇE sayfadan oluşan Değişerek Nasıl Değiştirebiliriz kitabı 240 olarak yayınlanmıştır. Değişerek Nasıl Değiştirebiliriz kitabını 19.11.2014 numarası ile orijinalliğini sorgulayabilirsiniz. Değişerek Nasıl Değiştirebiliriz PDF Oku.
Değişerek Nasıl Değiştirebiliriz PDF Oku
Cimri davranış yalnız para v.b. maddi değer istifçiliği şekilinde değil, başka insanları sevindirmek, mutlu etmekten kaçınmak suretiyle de yaşanır. Bir nevi sevgi ve övgü cimriliğidir bu. “Korkulu insan”da çok fazla rastlanılan bu davranışın kökeni, gurur ve toplumsal ilgi bozukluğudur. O, başkaları için değil, yalnız kendisi için emek ve zamanını harcar. Bu inanç ve davranış, yaşamak için kuvvetli olmak gerekir düşüncesinden doğuyor. Diğer insanlara elinizden geleni yaparsınız. Ama iş kendi varlığınızı sürdürme noktasında ise, önce kendinizi kurtarmaya bakarsınız. Bazıları bunun temel içgüdü (yaşamı sürdürme güdüsü) olduğunu dile getiriyor. Oysa bizim temel içgüdümüz yaşamı sürdürme değil – adalet, birlik ve sevgidir. Eğer temel içgüdümüz yalnız bizim yaşamımızı sürdürme olsaydı, asla düşmek üzere olan bir çocuğu, boğulmakta olan bir adamı, hiç kimseyi hiç bir şeyden kurtarmazdınız. Bu, bir çıkar birliği duygusu da değildir. Düşman saydığımız insanlara yapılan haksızlığı da başkaldırtıcı bulabiliriz. Ortada, yalnızca insanın kaderini başkalarınınkiyle özdeşleştirmesi ve bir taraf seçmesi mevcuttur. Demek ki birey, tek başına, savunmak istediği değerlerin toplamı değildir. Bu değeri meydana getirmek için, en azından “bütün insanlık” gerekir. Bu görüş yönünden, insanlık dayanışması tabiat ötesi bir bağlılıktır. Hepimiz (bir)den gelen bir anlayışta, biri incindiğinde yahut tehlikeye maruz kaldığında, kendimizi iyi hissetmek imkânsızdır. Böyle yüksek bir anlayışta da, sorumsuz davranışlar olmaz. Eğer seviyorsam, ilgilenirim; yani, öteki insanın gelişmesi ve mutluluğu ile alakalıyim, bir seyirci değilim. Sorumluyum; yani onun dile getirdiği ve belirtemediği gereksinimlerine karşılık veririm. Ona saygı dikazm; yani, onu olduğu gibi tarafsız olarak, kendi korku ve isteklerime kapılmadan görürüm.
Seven yüceltmez veya aşağılamaz “bi hayli beğeni alan birinin” kendini geliştirmesini, özgün kişiliği ve kabiliyetleri ile var olabilmesini ve yaşayabilmesini destekler. Korkunun olduğu yerde, hak, hakikat, anlayış, sevgi, saygı ve verimlilik yoktur. Sevemeyen, potansiyelince üretemeyen insanın yaşamı boşluklarla doludur. Korku ve suçluluk, insanın tek ve gerçek düşmanlarıdır. Herkes insanlık onuruna uygun bir yaşam devam ettiğinde ve korkudan arındığında, başkalarının sahip olduğuna da göz dikmeyecektir.
