Roman Kitapları
Apicius’un İzinde – Antik Roma’da Bir Gurme: Çeviri, Yorum ve Uygulamalarla PDF oku indir
Apicius’un İzinde – Antik Roma’da Bir Gurme: Çeviri, Yorum ve Uygulamalarla PDF oku indir, PDF kitap depomuzda, Müjde Tömbekici Ali Güveloğlu tarafından kaleme alınan Apicius’un İzinde – Antik Roma’da Bir Gurme: Çeviri, Yorum ve Uygulamalarla isimli kitabı siz değerli okurlarımız için hazırladık. 9786057293473 dilinde ve Kitap Kağıdı ebatında basılan ayrıca TÜRKÇE sayfadan oluşan Apicius’un İzinde – Antik Roma’da Bir Gurme: Çeviri, Yorum ve Uygulamalarla kitabı 336 olarak yayınlanmıştır. Apicius’un İzinde – Antik Roma’da Bir Gurme: Çeviri, Yorum ve Uygulamalarla kitabını 31.05.2023 numarası ile orijinalliğini sorgulayabilirsiniz. Apicius’un İzinde – Antik Roma’da Bir Gurme: Çeviri, Yorum ve Uygulamalarla PDF Oku.
Apicius’un İzinde – Antik Roma’da Bir Gurme: Çeviri, Yorum ve Uygulamalarla PDF Oku
Bu kitap sürprizlerle dolu, şuana dek gördüğünüz yemek tariflerinden farklı, bir arada görmeyi ummadığınız malzemeler ustaca birleştirilerek her birinde vurucu tatlar keşfedilmiş, ayrıca aralara serpiştirilmiş sürpriz ipuçları da cabası…
“Balın içine bir parça fitil koyup ucuna yak; fitil yanarsa bal tazedir.”
Romalılar arasında Apicius adı şikemperverliğin zirve noktasını temsil ediyordu. Yarı gerçek yarı efsane; farklı zamanlarda yaşadığına inanılan ve her biri damak tadı düşkünlüğünü bir öncekinden daha ileriye taşıyan Apicius(lar) yaşamak için yiyenlerden değil de yemek için yaşayanlardandı. Anlatılanlara göre bunlardan bir tanesi imparatorlarla dostluk kurar, bir diğeri olan kendi yemek okulunda incelikli yemek usullerini öğretir, daha başkası iki lokma lezzetli yemek için ülkeyi dolaşır, öteki de dünyanın öbür ucuna bile gitse aradığı lezzeti bulamazsa ağzını açmazmış. Lakin sonuncusu olan Caelius Apicius olmasaydı tüm bu tarifler ortadan kaybolacaktı. O Kendinden evvelki adaşlarına atfedilen tarifleri bir araya getirip günümüze ulaşmasını sağladı, bize de ufak bir çeviri ile zorlu bir uygulama süreci düştü.
Sağlam delillere dayandırılsa bile geçmişin kurgusunu ortaya koymak kolay bir iş değildir. İş akış şeması, hadiselerin gerçekleşme sırası, olaya müdahil tarafların gerçek düşünceleri, olayın üçünücü bireyler üzerindeki etkisi ve dahi belgelerin güvenilirliği bir tarihçi için temel sorunlar arasında yer alır. Benzer biçimde geçmişte var olduğunu düşündüğümüz yemeklerin yeniden uyarlanması hemen hemen aynı zorlukları içerir. Elimizde Apicius’a atfedilen tarifler bulunmasına karşın malzemelerin hangi sırayla yemeğe ekleneceği, aşçının hüneri, malzemenin niteliği, yaşanan yemeğin tat, doku ve kokusundaki benzerliğin boyutu hiçbir zaman ölçülemez. Elinizdeki kitap şimdilerden hemen hemen iki bin yıl öncesine dayanan 450’den fazla yemek ve sos tarifi içerir. Bunlardan 26 tanesi yazarlar tarafından aslına en uygun biçimde yeniden pişirilmiş, fotoğraflanmış ve tadılarak yorumlanmıştır. Bu iş için dönemin pişirme metotları ve sunumu için dönem kaplarının benzerleri kullanıldı. Malzemeler arasında şimdilerde nesli tükenmiş olanlar bir yana, varlığından ve kimliğinden bile haberdar olmadıklarımız bulunur. Her biri kendine özgü Romalılığın kokusunu ve tadını görülmektediran baharatların bazıları özel olarak dünyanın farklı bölgelerinden getirildi, geyik otları, yabani kerevizler aylarında doğadan toplandı, yapuzlar, reyhanlar, fesleğenler kendi bahçemizde özenle yetiştirildi, deniz kestaneleri, istiridyeler günlük olarak getirildi, ahtapotlar yalnızca bu kitaptaki yerlerini almak için balıkçıların ağlarına gönüllü takıldı.
Bu kitap yalnızca bir çeviriden ibaret değil, okuyucuya Apicius çevirisinin yanında Romalıların beslenme alışkanlıklarından dönemin pazarlarına, pişirme tekniklerinden kap kacaklarına kadar her türlü bilgiye ulaşabilceğiniz bir seçki sunuyor. Sizler için seçip aslına uygun olarak pişirdiğimiz yemeklerin fotoğrafları ile birlikte uygulma metodu ve tadım notlarını da unutmadık.
“Balın içine bir parça fitil koyup ucuna yak; fitil yanarsa bal tazedir.”
Romalılar arasında Apicius adı şikemperverliğin zirve noktasını temsil ediyordu. Yarı gerçek yarı efsane; farklı zamanlarda yaşadığına inanılan ve her biri damak tadı düşkünlüğünü bir öncekinden daha ileriye taşıyan Apicius(lar) yaşamak için yiyenlerden değil de yemek için yaşayanlardandı. Anlatılanlara göre bunlardan bir tanesi imparatorlarla dostluk kurar, bir diğeri olan kendi yemek okulunda incelikli yemek usullerini öğretir, daha başkası iki lokma lezzetli yemek için ülkeyi dolaşır, öteki de dünyanın öbür ucuna bile gitse aradığı lezzeti bulamazsa ağzını açmazmış. Lakin sonuncusu olan Caelius Apicius olmasaydı tüm bu tarifler ortadan kaybolacaktı. O Kendinden evvelki adaşlarına atfedilen tarifleri bir araya getirip günümüze ulaşmasını sağladı, bize de ufak bir çeviri ile zorlu bir uygulama süreci düştü.
Sağlam delillere dayandırılsa bile geçmişin kurgusunu ortaya koymak kolay bir iş değildir. İş akış şeması, hadiselerin gerçekleşme sırası, olaya müdahil tarafların gerçek düşünceleri, olayın üçünücü bireyler üzerindeki etkisi ve dahi belgelerin güvenilirliği bir tarihçi için temel sorunlar arasında yer alır. Benzer biçimde geçmişte var olduğunu düşündüğümüz yemeklerin yeniden uyarlanması hemen hemen aynı zorlukları içerir. Elimizde Apicius’a atfedilen tarifler bulunmasına karşın malzemelerin hangi sırayla yemeğe ekleneceği, aşçının hüneri, malzemenin niteliği, yaşanan yemeğin tat, doku ve kokusundaki benzerliğin boyutu hiçbir zaman ölçülemez. Elinizdeki kitap şimdilerden hemen hemen iki bin yıl öncesine dayanan 450’den fazla yemek ve sos tarifi içerir. Bunlardan 26 tanesi yazarlar tarafından aslına en uygun biçimde yeniden pişirilmiş, fotoğraflanmış ve tadılarak yorumlanmıştır. Bu iş için dönemin pişirme metotları ve sunumu için dönem kaplarının benzerleri kullanıldı. Malzemeler arasında şimdilerde nesli tükenmiş olanlar bir yana, varlığından ve kimliğinden bile haberdar olmadıklarımız bulunur. Her biri kendine özgü Romalılığın kokusunu ve tadını görülmektediran baharatların bazıları özel olarak dünyanın farklı bölgelerinden getirildi, geyik otları, yabani kerevizler aylarında doğadan toplandı, yapuzlar, reyhanlar, fesleğenler kendi bahçemizde özenle yetiştirildi, deniz kestaneleri, istiridyeler günlük olarak getirildi, ahtapotlar yalnızca bu kitaptaki yerlerini almak için balıkçıların ağlarına gönüllü takıldı.
Bu kitap yalnızca bir çeviriden ibaret değil, okuyucuya Apicius çevirisinin yanında Romalıların beslenme alışkanlıklarından dönemin pazarlarına, pişirme tekniklerinden kap kacaklarına kadar her türlü bilgiye ulaşabilceğiniz bir seçki sunuyor. Sizler için seçip aslına uygun olarak pişirdiğimiz yemeklerin fotoğrafları ile birlikte uygulma metodu ve tadım notlarını da unutmadık.