Roman Kitapları
Araf’ta Yaşamlar PDF Oku
Araf’ta Yaşamlar PDF oku, PDF kitap depomuzda, Nihat Filiz tarafından kaleme alınan Araf’ta Yaşamlar isimli kitabı siz değerli okurlarımız için hazırladık. 9786258465389 dilinde ve Kitap Kağıdı ebatında basılan ayrıca TÜRKÇE sayfadan oluşan Araf’ta Yaşamlar kitabı 288 olarak yayınlanmıştır. Araf’ta Yaşamlar kitabını 16.05.2022 numarası ile orijinalliğini sorgulayabilirsiniz. Araf’ta Yaşamlar PDF Oku.
Araf’ta Yaşamlar PDF Oku
Ne kadar enteresan!..
Demek ki hayat böyle bir şeydi. Kimisi yaşamdan koparılmanın sancılı ruh hâli içinde yaşarken, başkalarının bilinmeyen hayatlarının yüze yansıyan kahkahaları, onların mutluluk göstergesi oluyordu. Kahkaha atanların hayatlarını sıra sıra irdelesen, Allah bilir ne acılar ne travmalar çıkardı o kahkahaların ardından. Hayat buydu işte. Diyalektiğin “zıtların birliği ve savaşımı yasası,” burada en belirgin hâliyle insan davranışlarını, zıt duyguları testten geçiriyordu. On beş binden fazla insan belki de yaşamının en acı gününü yaşarken diğerleri, onların acısına ortak olmuyor, umursamadan egoist yaşamlarına devam ediyordu.
*
Her şey zıddı ile yaşam buluyordu. Ölüm yaşam ile, cennet cehennem ile, acı tatlı ile, sevinç hüzün ile, gülmek ağlamak ile, yokluk varlık ile…
Başkasının acısı, diğerini ilgilendirmiyordu. Sadece o anlık bir üzüntü yaşatıyor, vahlı tühlü bir iki sözden sonra hayat herkes için kaldığı yerden devam ediyordu. Acıyı yaşayan, acıları ile bir başına kalıyordu. Ateş düştüğü yeri yakıyordu.
*
Ben, ihraç edildiğim iş yerimin, belediyenin önünde derin düşüncelere dalmış, insanları izlerken dünyanın dört bir yanındaki milyarlarca insan acı çekiyor, sevinç duyuyor, kederleniyor, mutlu oluyor, mutsuz oluyor ve savaşıyordu. Hepsi birbirinin, belki de benzer acılarının ortaklarıydı. Lakin hepsi de birbirinden ve çektiği acılardan habersizdi. Tek tek milyarlarca insan…
Görünmüyor, bilinmemektedu ama bilinmeyen milyarlarca insan ve hayat hikâyesi vardı.
Demek ki hayat böyle bir şeydi. Kimisi yaşamdan koparılmanın sancılı ruh hâli içinde yaşarken, başkalarının bilinmeyen hayatlarının yüze yansıyan kahkahaları, onların mutluluk göstergesi oluyordu. Kahkaha atanların hayatlarını sıra sıra irdelesen, Allah bilir ne acılar ne travmalar çıkardı o kahkahaların ardından. Hayat buydu işte. Diyalektiğin “zıtların birliği ve savaşımı yasası,” burada en belirgin hâliyle insan davranışlarını, zıt duyguları testten geçiriyordu. On beş binden fazla insan belki de yaşamının en acı gününü yaşarken diğerleri, onların acısına ortak olmuyor, umursamadan egoist yaşamlarına devam ediyordu.
*
Her şey zıddı ile yaşam buluyordu. Ölüm yaşam ile, cennet cehennem ile, acı tatlı ile, sevinç hüzün ile, gülmek ağlamak ile, yokluk varlık ile…
Başkasının acısı, diğerini ilgilendirmiyordu. Sadece o anlık bir üzüntü yaşatıyor, vahlı tühlü bir iki sözden sonra hayat herkes için kaldığı yerden devam ediyordu. Acıyı yaşayan, acıları ile bir başına kalıyordu. Ateş düştüğü yeri yakıyordu.
*
Ben, ihraç edildiğim iş yerimin, belediyenin önünde derin düşüncelere dalmış, insanları izlerken dünyanın dört bir yanındaki milyarlarca insan acı çekiyor, sevinç duyuyor, kederleniyor, mutlu oluyor, mutsuz oluyor ve savaşıyordu. Hepsi birbirinin, belki de benzer acılarının ortaklarıydı. Lakin hepsi de birbirinden ve çektiği acılardan habersizdi. Tek tek milyarlarca insan…
Görünmüyor, bilinmemektedu ama bilinmeyen milyarlarca insan ve hayat hikâyesi vardı.