Kişisel Gelişim Kitapları
En Kötü Hapishane Kendi Kendimize Kurduğumuzdur PDF Oku
En Kötü Hapishane Kendi Kendimize Kurduğumuzdur PDF oku, PDF kitap depomuzda, Edith Eger tarafından kaleme alınan En Kötü Hapishane Kendi Kendimize Kurduğumuzdur isimli kitabı siz değerli okurlarımız için hazırladık. 01.08.2022 dilinde ve Karton Kapak ebatında basılan ayrıca 9789752755543 sayfadan oluşan En Kötü Hapishane Kendi Kendimize Kurduğumuzdur kitabı TÜRKÇE olarak yayınlanmıştır. En Kötü Hapishane Kendi Kendimize Kurduğumuzdur kitabını Seda Toksoy numarası ile orijinalliğini sorgulayabilirsiniz. En Kötü Hapishane Kendi Kendimize Kurduğumuzdur PDF Oku.
En Kötü Hapishane Kendi Kendimize Kurduğumuzdur PDF Oku
Farkına varamayabiliriz ama arada bir kendi kendimize kurduğumuz öyle hapishaneler olur, o kadar
sıkı parmaklıklar arkasında yaşamaya çalışırız ki; Mağduriyet Hapishanesi, Kaçınma Hapishanesi,
Kendini İhmal Etme Hapishanesi, Sırlar Hapishanesi, Suçluluk ve Utanç Hapishanesi, Keder
Hapishanesi, Katılık Hapishanesi, İçerleme Hapishanesi, Korku Hapishanesi, Yargılama
Hapishanesi, Umutsuzluk Hapishanesi, Affetmeme Hapishanesi…
Nazilerin toplama kampından sağ çıkmış ve klinik psikolog olan yazar Edith Eger, “Hapisliklerin
en kötüsü Nazilerin beni içine tıktığı değildi, en kötü hapishane benim kendime kurduğumdu”
diyor. Uzun ve çalkantılı bir yaşamın içinden süzülen çarpıcı hikâyeler eşliğinde hapishanenin
zihnimizde olduğunu anlatırken özgürlüğe ve bundan dolayı potansiyelimizi kucaklamaya açılan
kapının anahtarının da cebimizde olduğunu gösteriyor.
En kötü tecrübelerimiz, en büyük acılarımız öngörülmemiş keşifleri harekete geçirip yeni bakış
açılarına ulaşmamızı sağlayarak en iyi öğretmenlerimiz haline dönüşebilir. Önemli olan başımıza ne
geldiği değil, onunla ne yapmayı seçtiğimizdir. Şifa bulmamız, doyuma ulaşmamız ve
özgürlüğümüz bu seçimimize vereceğimiz anlama ve devşireceğimiz amaca bağlıdır.
Hayat bir armağan, onu kendi yarattığımız hapishanelerde ziyan etmek yerine, değerini bilerek ve
hissederek özgürce yaşayalım.
sıkı parmaklıklar arkasında yaşamaya çalışırız ki; Mağduriyet Hapishanesi, Kaçınma Hapishanesi,
Kendini İhmal Etme Hapishanesi, Sırlar Hapishanesi, Suçluluk ve Utanç Hapishanesi, Keder
Hapishanesi, Katılık Hapishanesi, İçerleme Hapishanesi, Korku Hapishanesi, Yargılama
Hapishanesi, Umutsuzluk Hapishanesi, Affetmeme Hapishanesi…
Nazilerin toplama kampından sağ çıkmış ve klinik psikolog olan yazar Edith Eger, “Hapisliklerin
en kötüsü Nazilerin beni içine tıktığı değildi, en kötü hapishane benim kendime kurduğumdu”
diyor. Uzun ve çalkantılı bir yaşamın içinden süzülen çarpıcı hikâyeler eşliğinde hapishanenin
zihnimizde olduğunu anlatırken özgürlüğe ve bundan dolayı potansiyelimizi kucaklamaya açılan
kapının anahtarının da cebimizde olduğunu gösteriyor.
En kötü tecrübelerimiz, en büyük acılarımız öngörülmemiş keşifleri harekete geçirip yeni bakış
açılarına ulaşmamızı sağlayarak en iyi öğretmenlerimiz haline dönüşebilir. Önemli olan başımıza ne
geldiği değil, onunla ne yapmayı seçtiğimizdir. Şifa bulmamız, doyuma ulaşmamız ve
özgürlüğümüz bu seçimimize vereceğimiz anlama ve devşireceğimiz amaca bağlıdır.
Hayat bir armağan, onu kendi yarattığımız hapishanelerde ziyan etmek yerine, değerini bilerek ve
hissederek özgürce yaşayalım.