Edebiyat Kitapları
Ada Konuşmaları PDF Oku
Ada Konuşmaları PDF oku, PDF kitap depomuzda, Tayyar Öztürk tarafından kaleme alınan Ada Konuşmaları isimli kitabı siz değerli okurlarımız için hazırladık. 9786257062862 dilinde ve Kitap Kağıdı ebatında basılan ayrıca TÜRKÇE sayfadan oluşan Ada Konuşmaları kitabı 192 olarak yayınlanmıştır. Ada Konuşmaları kitabını 20.11.2024 numarası ile orijinalliğini sorgulayabilirsiniz. Ada Konuşmaları PDF Oku.
Ada Konuşmaları PDF Oku
Londra Halkevi o senelerda 6 bine yakın üyesiyle Avrupa’nın en büyük göçmen örgütüydü. Halkevinin onlarca gönüllüsü bu çaresiz insanları, bulunabilen evlere yerleştirmeye, iltica başvurularını yapmaya, çocuklar için okul ayarlamaya, rahatsız olanları doktora götürmeye yollar bulmak için koşturup duruyorlardı. Bu “koşturup duranlar da” o günlerin zorlu koşullarında ya Türkiye’den sürgün edilmiş veya kendini sürgün etmiş, şu veya bu düzeyde İngilizce bilen aydın insanlardı. Bu kesimin de ciddi poblemleri vardı ama öncelik, halkımızındı.
“Edward Said, “Entelektüel” kitabında sürgünü şöyle anlatıyor; “Yabancı olarak entelektüelin izlediği mecrayı tespit eden kalıbı en iyi anlatan şey sürgünlüktür. Yani asla uyumlu olmama, kendini her zaman, deyim yerindeyse, ‘yerlilerin’ işgal ettiği aşina muhabbet dünyasının dışında hissetme durumu… Geçmişte kalmış ve herhalde daha kararlı nitelik arz eden evde olma durumuna geri dönemez, ne yazık ki yeni evine de asla varamaz. Yeni evinizle veya durumunuzla asla özdeşleşemezsiniz.” ( E. Said, Entelektüel, Ayrıntı Yay. 63.s) Yıllar sonra bile sevgili Edward Said’in, sürgünlüğü ne kadar içten hissettiğini ve ne kadar doğru tanımladığını daha iyi anlıyorum. Bir kez göçmenliğe -uzun veya kısa sürelerde- bulaştıktan sonra ne kalanlarımız kendini evde hissetti ne de dönenlerimiz.”
“Edward Said, “Entelektüel” kitabında sürgünü şöyle anlatıyor; “Yabancı olarak entelektüelin izlediği mecrayı tespit eden kalıbı en iyi anlatan şey sürgünlüktür. Yani asla uyumlu olmama, kendini her zaman, deyim yerindeyse, ‘yerlilerin’ işgal ettiği aşina muhabbet dünyasının dışında hissetme durumu… Geçmişte kalmış ve herhalde daha kararlı nitelik arz eden evde olma durumuna geri dönemez, ne yazık ki yeni evine de asla varamaz. Yeni evinizle veya durumunuzla asla özdeşleşemezsiniz.” ( E. Said, Entelektüel, Ayrıntı Yay. 63.s) Yıllar sonra bile sevgili Edward Said’in, sürgünlüğü ne kadar içten hissettiğini ve ne kadar doğru tanımladığını daha iyi anlıyorum. Bir kez göçmenliğe -uzun veya kısa sürelerde- bulaştıktan sonra ne kalanlarımız kendini evde hissetti ne de dönenlerimiz.”