Roman Kitapları
Bir Uludağ Efsanesi Bahar ve Kış’ın Mücadelesi Çiçek Çizimleri ve Minyatürlerle PDF oku indir
Bir Uludağ Efsanesi Bahar ve Kış’ın Mücadelesi Çiçek Çizimleri ve Minyatürlerle PDF oku indir, PDF kitap depomuzda, Lami’i Çelebi Mustafa Kirenci tarafından kaleme alınan Bir Uludağ Efsanesi Bahar ve Kış’ın Mücadelesi Çiçek Çizimleri ve Minyatürlerle isimli kitabı siz değerli okurlarımız için hazırladık. 9786256394230 dilinde ve Kitap Kağıdı ebatında basılan ayrıca TÜRKÇE sayfadan oluşan Bir Uludağ Efsanesi Bahar ve Kış’ın Mücadelesi Çiçek Çizimleri ve Minyatürlerle kitabı 176 olarak yayınlanmıştır. Bir Uludağ Efsanesi Bahar ve Kış’ın Mücadelesi Çiçek Çizimleri ve Minyatürlerle kitabını 03.05.2023 numarası ile orijinalliğini sorgulayabilirsiniz. Bir Uludağ Efsanesi Bahar ve Kış’ın Mücadelesi Çiçek Çizimleri ve Minyatürlerle PDF Oku.
Bir Uludağ Efsanesi Bahar ve Kış’ın Mücadelesi Çiçek Çizimleri ve Minyatürlerle PDF Oku
“Ben yoksul-i hakir, çaresiz, dertli ve günahkâr olarak anılan; Lâmiî diye ünlü, Ali oğlu Osman oğlu Mahmud’um. Bir gün Mahruse-i Bursa’da bazı vefalı sadık dostlar ve temiz kalpli kardeşlerle kendi uzlet hanemde oturuyorduk. “Akıllı kimseler konuştuğu zaman kalpler aydınlanır” sözü anlamınca vakit be vakit himmetler, iyilikler ve ihsanlar bahşeden zikir hali içinde; vakit be vakit de “Kuşkusuz bilginin lezzeti, cennetleri ve o cennette yaşayanların yaşamı gibidir.” sözünün anlamınca ilim ve hikmet nakliyle her vesileyle sevk-i kelâm olunuyordu.
Bir münasebetle söz Bursa’nın cennet gibi yaylaklarına, dağlarına, kaynaklarına, nehirlerine, çayırlarına, Hızır sıfatlı yeşilliklerine, mesirelerine, nâr-ı Musa gibi aydınlık çiçeklerine; canları besleyen havasına, hafif ve tatlı rüzgârlarına; safa verici huzurlu meltemlerine intikal etti. Söz söylemeyi bilen, beyanlarının her biri güzel, tatlı ve latif ehl-i irfan, Uludağ’ı ve onun bulunduğu mülkün menzillerinin vasıflarını anlatıyor; Ali gibi tesirli, güzel ve yerinde söz söyleyen üstadların her biri Düldül’üne süvari olup söz meydanına giriyordu…
Niyaz ve uzlet erbabına miraç, safa ve vahdet ashabına hidayet yolu olan bu yerin tan vakti tecelli nuruyla seher gibi kalbe teselli verdiğini dostlar anlattıktan sonra: “Böyle olduğu halde, yazık ki adı hâlâ Keşiş Dağı’dır. Bu ad yanlış ve ayıptır.” diye hayıflandılar…
Ben de “Evet” diye yanıt verdim. “Bütün dile getirdikleriniz doğrudur. Lakin Keşiş kelimesi belki de “papaz” manasına olan “keşiş” değildir de Farisîde “keşiden” masdarından ismi masdardır. “Çekişmek” manasınadır. Çekiş Dağı niçin olmasın? Zira, bu göklere baş veren Uludağ; havalar kaynağı, deryalar nefeslerinin uğrağıdır. Bazı zaman lâtif bir havada, bahar eserleri heyecanla görünür; arada bir kükrer taşar… Mevsim be mevsim çekişir, dururlar… Dünveyaima inkilâp üzerindedir. Bazı zaman saadet, arada bir uğursuzluk tecelli eder.
Bahar Sultan ile Kış Şehriyarı’nın didişip çekişmeleri daimî olduğu için bu dağa “Keşiş Dağı” demişlerdir… Benim bu tefsir ve buluşuma dostlarım pek tatmin oldular. Ve bunu uzun uzun yazıp tasvir eylememi rica ettiler.”
Bir münasebetle söz Bursa’nın cennet gibi yaylaklarına, dağlarına, kaynaklarına, nehirlerine, çayırlarına, Hızır sıfatlı yeşilliklerine, mesirelerine, nâr-ı Musa gibi aydınlık çiçeklerine; canları besleyen havasına, hafif ve tatlı rüzgârlarına; safa verici huzurlu meltemlerine intikal etti. Söz söylemeyi bilen, beyanlarının her biri güzel, tatlı ve latif ehl-i irfan, Uludağ’ı ve onun bulunduğu mülkün menzillerinin vasıflarını anlatıyor; Ali gibi tesirli, güzel ve yerinde söz söyleyen üstadların her biri Düldül’üne süvari olup söz meydanına giriyordu…
Niyaz ve uzlet erbabına miraç, safa ve vahdet ashabına hidayet yolu olan bu yerin tan vakti tecelli nuruyla seher gibi kalbe teselli verdiğini dostlar anlattıktan sonra: “Böyle olduğu halde, yazık ki adı hâlâ Keşiş Dağı’dır. Bu ad yanlış ve ayıptır.” diye hayıflandılar…
Ben de “Evet” diye yanıt verdim. “Bütün dile getirdikleriniz doğrudur. Lakin Keşiş kelimesi belki de “papaz” manasına olan “keşiş” değildir de Farisîde “keşiden” masdarından ismi masdardır. “Çekişmek” manasınadır. Çekiş Dağı niçin olmasın? Zira, bu göklere baş veren Uludağ; havalar kaynağı, deryalar nefeslerinin uğrağıdır. Bazı zaman lâtif bir havada, bahar eserleri heyecanla görünür; arada bir kükrer taşar… Mevsim be mevsim çekişir, dururlar… Dünveyaima inkilâp üzerindedir. Bazı zaman saadet, arada bir uğursuzluk tecelli eder.
Bahar Sultan ile Kış Şehriyarı’nın didişip çekişmeleri daimî olduğu için bu dağa “Keşiş Dağı” demişlerdir… Benim bu tefsir ve buluşuma dostlarım pek tatmin oldular. Ve bunu uzun uzun yazıp tasvir eylememi rica ettiler.”
