Bilim Kitapları
Kurumsal İbadet Mekanı Olarak Tapınaklar ve Kiliseler PDF Oku
Kurumsal İbadet Mekanı Olarak Tapınaklar ve Kiliseler PDF oku, PDF kitap depomuzda, Mert Ağaoğlu tarafından kaleme alınan Kurumsal İbadet Mekanı Olarak Tapınaklar ve Kiliseler isimli kitabı siz değerli okurlarımız için hazırladık. 9786253920265 dilinde ve Kitap Kağıdı ebatında basılan ayrıca TÜRKÇE sayfadan oluşan Kurumsal İbadet Mekanı Olarak Tapınaklar ve Kiliseler kitabı 115 olarak yayınlanmıştır. Kurumsal İbadet Mekanı Olarak Tapınaklar ve Kiliseler kitabını 15.03.2024 numarası ile orijinalliğini sorgulayabilirsiniz. Kurumsal İbadet Mekanı Olarak Tapınaklar ve Kiliseler PDF Oku.
Kurumsal İbadet Mekanı Olarak Tapınaklar ve Kiliseler PDF Oku
İnsanoğlunun her daim içinde olan inanma olgusu kurumları ve mimarîyi etkilemiştir. İlk başlarda ibadet mekanı olarak, mağaralar, kayalıklar, açık hava tapınakları karşımıza çıkarken yerleşik hayata geçilmesiyle birlikte insanoğlu toprağa bağlanmış ve uygarlık tarihindeki ilk anıtsal yapılar olan tapınakları inşa etmeye başlamıştır. Uygarlık tarihi boyunca hem tapınaklar hem de kiliseler ibadet mekanı olmanın bunun yanında eğitim-öğretim faaliyetlerini yürüten, artı ürünleri depolayan, toprağın bundan dolayı en mühim zenginliğin kaynağı olan kurumlar olmuştur. Hem tapınak hem de kilise örgütlü, teşkilatlı hiyerarşik bir yapılanması olan kurumlardır. Salt ibadet mekanı değillerdir, kurumsallaşmış yapılardır. Bu nedenten, ibadet mekanı olmaları dışında camiler ile bir benzerlikleri yoktur. Çünkü hem tapınakta hem de kiliselerde görev yapan, bu kurumları yöneten ruhban sınıfının İslam dininde karşılığı yoktur. İslamiyet’in diğer dinlerden en ayırt edici özelliği kutsal, ayrıcalıklı görülen ruhban sınıfının mevcut olmayışıdır. Bu nedenten, uygarlık tarihinde “Kurumsal İbadet Mekanı” denildiğinde, birbirinden bi hayli etkilenen adeta birbirinin devamı olan tapınaklar ve kiliseler akla gelmelidir. Bu çalışmada; Mezopotamya uygarlıklarından başlayarak Roma ve Bizans’a değin Doğu’da ve Batı’da tapınakların ve kiliselerin idarî-mimarî olarak gelişimi gözler önüne serilmeye çalışılmış, her iki yapının da uygarlık tarihinde toplumsal sınıfların oluşumu ve üretim-tüketim ilişkilerindeki rolüne değinilmiştir.