Roman Kitapları
Nuh Tufanı PDF Oku
Nuh Tufanı PDF oku, PDF kitap depomuzda, Ümit Seyhan tarafından kaleme alınan Nuh Tufanı isimli kitabı siz değerli okurlarımız için hazırladık. 9786052142264 dilinde ve Kitap Kağıdı ebatında basılan ayrıca TÜRKÇE sayfadan oluşan Nuh Tufanı kitabı 208 olarak yayınlanmıştır. Nuh Tufanı kitabını 22.12.2018 numarası ile orijinalliğini sorgulayabilirsiniz. Nuh Tufanı PDF Oku.
Nuh Tufanı PDF Oku
Glosbe dünyaya düşmüş o şiddetli depremler meydana gelmişti, yerin altından göklere kadar sular fışkırıyordu. Göklerden de o derece yağmur yağıyordu.
Birkaç saat evvel Allah’a ve peygamberine asi gelen bireylerin cesetleri suyun içinde yüzüyordu. Ne kadar çok ceset vardı. Oluşan anaforlar cesetlerin suyun yüzüne çıkmasına izin vermiyordu, adeta cesetleri parçalıyordu. Arada gelip camlara çarpan cesetler Nuh’u korkutmuştu. Hepsinin gözleri yuvalarından fırlamıştı. Nuh gördükleri karşısında bunların bu kadar korkmuş bulunacağına ihtimal vermiyordu. Doğrusu ölmeden önce din günündeki ecirleri idi onlara son nefeslerinde bu şiddetli korkuyu yaşatan.
Dünyada tek bir kara parçası varken, kara parçalanmaya kıtalar oluşmaya başlamıştı. Oluşan kıtaların aralarındaki dev boşluklara sular doluyor, yeni denizler, birbirine hiç benzemeyen toprak parçaları doğuyordu. Bu durum ne kadar sürer Nuh’ta bilmiyordu. Tek bildiği her şey bittiğinde ve karaya çıktıklarında hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı idi.
Dünya ilk kez tertemizdi. Her yer adeta yıkanmıştı. Esen rüzgârı Nuh içine çekti.
Nuh herkesi bir araya topladı.
“Allah’ın insanlara verdiği nimetleri azaltacağını biliyordum ki ömür ve sağlık denen iki nimet de nankörler yüzünden geri alındı. Artık başka bir zamanda başka bir dünya çapında yaşayacağız. Ama eski bolluk ve güzellikten mahrum kalarak. Umarım sizden dünyaya gelecek nesiller dünyaya barış mutluluk huzur ve dirlik getirir…”
Birkaç saat evvel Allah’a ve peygamberine asi gelen bireylerin cesetleri suyun içinde yüzüyordu. Ne kadar çok ceset vardı. Oluşan anaforlar cesetlerin suyun yüzüne çıkmasına izin vermiyordu, adeta cesetleri parçalıyordu. Arada gelip camlara çarpan cesetler Nuh’u korkutmuştu. Hepsinin gözleri yuvalarından fırlamıştı. Nuh gördükleri karşısında bunların bu kadar korkmuş bulunacağına ihtimal vermiyordu. Doğrusu ölmeden önce din günündeki ecirleri idi onlara son nefeslerinde bu şiddetli korkuyu yaşatan.
Dünyada tek bir kara parçası varken, kara parçalanmaya kıtalar oluşmaya başlamıştı. Oluşan kıtaların aralarındaki dev boşluklara sular doluyor, yeni denizler, birbirine hiç benzemeyen toprak parçaları doğuyordu. Bu durum ne kadar sürer Nuh’ta bilmiyordu. Tek bildiği her şey bittiğinde ve karaya çıktıklarında hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı idi.
Dünya ilk kez tertemizdi. Her yer adeta yıkanmıştı. Esen rüzgârı Nuh içine çekti.
Nuh herkesi bir araya topladı.
“Allah’ın insanlara verdiği nimetleri azaltacağını biliyordum ki ömür ve sağlık denen iki nimet de nankörler yüzünden geri alındı. Artık başka bir zamanda başka bir dünya çapında yaşayacağız. Ama eski bolluk ve güzellikten mahrum kalarak. Umarım sizden dünyaya gelecek nesiller dünyaya barış mutluluk huzur ve dirlik getirir…”