Felsefe Kitapları
Jean-Luc nancy’nin Siyaset Felsefesinde Çoğulculuk ve Demokrasi PDF Oku
Jean-Luc nancy’nin Siyaset Felsefesinde Çoğulculuk ve Demokrasi PDF oku, PDF kitap depomuzda, Ata Demir tarafından kaleme alınan Jean-Luc nancy’nin Siyaset Felsefesinde Çoğulculuk ve Demokrasi isimli kitabı siz değerli okurlarımız için hazırladık. 9786059835480 dilinde ve Kitap Kağıdı ebatında basılan ayrıca TÜRKÇE sayfadan oluşan Jean-Luc nancy’nin Siyaset Felsefesinde Çoğulculuk ve Demokrasi kitabı 320 olarak yayınlanmıştır. Jean-Luc nancy’nin Siyaset Felsefesinde Çoğulculuk ve Demokrasi kitabını 02.04.2024 numarası ile orijinalliğini sorgulayabilirsiniz. Jean-Luc nancy’nin Siyaset Felsefesinde Çoğulculuk ve Demokrasi PDF Oku.
Jean-Luc nancy’nin Siyaset Felsefesinde Çoğulculuk ve Demokrasi PDF Oku
Postmodern düşünceye katkısıyla yirminci yüzyılın mühim düşünürlerin¬den birisi olan Fransız filozof Jean-Luc Nancy, özgürlük, hiçlik, temelsizlik üzerine inşa ettiği felsefesi, “ile olmak”, “birlikte olmak”ın sınırında beliren değişiklikların herhangi bir ortaklığı paylaşmaksızın konumlanışı veya sergilenişiyle yaşanan töz ve temsillerden yoksun ortak dünyadır.
Nancy’nin Dünyası, yer almanın veya olası yer alamaların yeri olarak “herkes için yerin” olduğu bir yerdir. A priori verili bir anlamı veya tözsel dayanağı olmayan Dünya, bir et-hos, bir habitus, bir praxis olarak ikamet yeridir. Dünyanın “yuvarlak bir küre”, “gözyaşı vadisi” veya “sürgün diyarı” olmaktan çıkmasının olanağı, herkesin içinde yer alabildiği genel eşekıymetlilik temeli üzerinde küresel adaletsizliğe karşı mücadele imkânlarının bulunmasına bağlıdır.
Özgürlüğü, özsüzlüğün yasasız yasası olarak tanımlayan Nancy, bireylerin bir beyinle donatılmış biçimde dünyaya geldikları gibi doğuştan gelen bir özgürlüğe sahip olmadığını, özgürlüğün sonsuzluğunun önlerinde durmakta olduğunu belirtir. O, varoluşun kendisin-den başka bir şeyi göstermeyen var-olma özgürlüğünü, tekilliğe götüren “sonlu olma”nın sonsuz özsüzlüğü olarak düşünür. Fırlatılmış tasarı olarak özgürlük ile birlikte ele alınan mevcudiyet ve herhangi bir temele dayalı olmayan varoluşumuz, daima kendimizden daha ötede, ölümlü ve çoğulcu oluşunu ifade eder. Özgürlük olgusunu, mevcudiyetin yapısından kaynaklanan praksis şeklinde yorumlayan Nancy, başkasıyla her daim ilişki içinde olan bir mevcudiyetin kendisinden ileri gelen bir dışsallık olarak başkasıyla sürekli olarak ilişkisinin, çoğullaşmasına yol açtığunu bildirir. Böylelikle hiçbir koşul veya ön koşula tabi olmayan varlık, her türlü çoklu yaklaşıma ve çoğulculuğa sonsuzca maruz kalması doğal olarak demokrasi yönetimini gerekli kılar.
Nancy’e göre mühim olan yalnızca demokrasi kavramının ruhunun kavranılmasından ibaret olmayıp, demokrasinin şekil, kurum, sosyal ve politik rejim olmanın ötesinde olanakların mevcudiyeti ve birlikte-mevcudiyetin kavranışı olan bir ruh olduğunun bilincidir. Demokratik politika, çoğul kimlikler ve bunların paylaşılması için uzam açar; ama bizzat kendi tasavvurunu oluşturmak zorunda değildir. Nancy için demokrasi ne yaşamın ne de ölümün kendiliklerinden değeri olmadığı, ama değeri olanın yalnızca; kendisini, kendi ni-hai anlamının mevcudiyetsizliğine olduğu gibi kendi hakiki -ve sonsuz- varlık manasına da açtığı kadarıyla, paylaşılan varoluşun anlamıdır.
Nancy’nin Dünyası, yer almanın veya olası yer alamaların yeri olarak “herkes için yerin” olduğu bir yerdir. A priori verili bir anlamı veya tözsel dayanağı olmayan Dünya, bir et-hos, bir habitus, bir praxis olarak ikamet yeridir. Dünyanın “yuvarlak bir küre”, “gözyaşı vadisi” veya “sürgün diyarı” olmaktan çıkmasının olanağı, herkesin içinde yer alabildiği genel eşekıymetlilik temeli üzerinde küresel adaletsizliğe karşı mücadele imkânlarının bulunmasına bağlıdır.
Özgürlüğü, özsüzlüğün yasasız yasası olarak tanımlayan Nancy, bireylerin bir beyinle donatılmış biçimde dünyaya geldikları gibi doğuştan gelen bir özgürlüğe sahip olmadığını, özgürlüğün sonsuzluğunun önlerinde durmakta olduğunu belirtir. O, varoluşun kendisin-den başka bir şeyi göstermeyen var-olma özgürlüğünü, tekilliğe götüren “sonlu olma”nın sonsuz özsüzlüğü olarak düşünür. Fırlatılmış tasarı olarak özgürlük ile birlikte ele alınan mevcudiyet ve herhangi bir temele dayalı olmayan varoluşumuz, daima kendimizden daha ötede, ölümlü ve çoğulcu oluşunu ifade eder. Özgürlük olgusunu, mevcudiyetin yapısından kaynaklanan praksis şeklinde yorumlayan Nancy, başkasıyla her daim ilişki içinde olan bir mevcudiyetin kendisinden ileri gelen bir dışsallık olarak başkasıyla sürekli olarak ilişkisinin, çoğullaşmasına yol açtığunu bildirir. Böylelikle hiçbir koşul veya ön koşula tabi olmayan varlık, her türlü çoklu yaklaşıma ve çoğulculuğa sonsuzca maruz kalması doğal olarak demokrasi yönetimini gerekli kılar.
Nancy’e göre mühim olan yalnızca demokrasi kavramının ruhunun kavranılmasından ibaret olmayıp, demokrasinin şekil, kurum, sosyal ve politik rejim olmanın ötesinde olanakların mevcudiyeti ve birlikte-mevcudiyetin kavranışı olan bir ruh olduğunun bilincidir. Demokratik politika, çoğul kimlikler ve bunların paylaşılması için uzam açar; ama bizzat kendi tasavvurunu oluşturmak zorunda değildir. Nancy için demokrasi ne yaşamın ne de ölümün kendiliklerinden değeri olmadığı, ama değeri olanın yalnızca; kendisini, kendi ni-hai anlamının mevcudiyetsizliğine olduğu gibi kendi hakiki -ve sonsuz- varlık manasına da açtığı kadarıyla, paylaşılan varoluşun anlamıdır.
