Roman Kitapları
Duvardaki Çatlak PDF Oku
Duvardaki Çatlak PDF oku, PDF kitap depomuzda, Serpil Arı Yılmaz tarafından kaleme alınan Duvardaki Çatlak isimli kitabı siz değerli okurlarımız için hazırladık. 9786052108208 dilinde ve Kitap Kağıdı ebatında basılan ayrıca TÜRKÇE sayfadan oluşan Duvardaki Çatlak kitabı 206 olarak yayınlanmıştır. Duvardaki Çatlak kitabını 21.04.2022 numarası ile orijinalliğini sorgulayabilirsiniz. Duvardaki Çatlak PDF Oku.
Duvardaki Çatlak PDF Oku
Gözünü sabitlediği çatlak, bir anda açıldı adeta. Karşısında bir zindan kapısı gibi karanlık bir karaltı… Büyük bir mağara gibi bir yere girdi o kapıdan kadın…
Etrafına bakındı, ilkin nerede bulunduğunu anlamaya çalıştı; bu karanlık, ıssız kocaman yer de neresiydi böyle?
Derken nihayet bir ses duydu: “Kalk kız, kalksana!” diye sırtını, karnını yine elleriyle dürten bir kadın sesiydi bu.
Doğduğundan bu yana hep bu biçimde uyandırılmıştı ya bir ayak dürtmesi veya bir elle yattığı yerden bir anda sarsılarak… Ara sıra dürtüldüğünü hissettiği hâlde kalkmak istemediği anlar da olmuştu yaşamında. “Bir beş dakika daha yatsam ne olur!” diye düşünmüştü ama bunun faturası kendisine hep daha ağır kesilmişti. Aniden başına atılan bir elle yüz binlerce saçı bir avucun içinde toplanır ve var gücüyle köklerini kanatırcasına çekilirdi. O an sıçrayıp kalkmak istese de saçları daha fazla canını yakmasın diye iki dizinin üstüne çöküp kalırdı hep. Saçı ellerine bir kere daha dolayan analığın ağzı köpüre köpüre saydığı laflarla birlikte yüzüne gelen tükürük artıkları tövbe ettirirdi kendini, bir daha beş dakika uyursam ne olayım diye içinden…
Etrafına bakındı, ilkin nerede bulunduğunu anlamaya çalıştı; bu karanlık, ıssız kocaman yer de neresiydi böyle?
Derken nihayet bir ses duydu: “Kalk kız, kalksana!” diye sırtını, karnını yine elleriyle dürten bir kadın sesiydi bu.
Doğduğundan bu yana hep bu biçimde uyandırılmıştı ya bir ayak dürtmesi veya bir elle yattığı yerden bir anda sarsılarak… Ara sıra dürtüldüğünü hissettiği hâlde kalkmak istemediği anlar da olmuştu yaşamında. “Bir beş dakika daha yatsam ne olur!” diye düşünmüştü ama bunun faturası kendisine hep daha ağır kesilmişti. Aniden başına atılan bir elle yüz binlerce saçı bir avucun içinde toplanır ve var gücüyle köklerini kanatırcasına çekilirdi. O an sıçrayıp kalkmak istese de saçları daha fazla canını yakmasın diye iki dizinin üstüne çöküp kalırdı hep. Saçı ellerine bir kere daha dolayan analığın ağzı köpüre köpüre saydığı laflarla birlikte yüzüne gelen tükürük artıkları tövbe ettirirdi kendini, bir daha beş dakika uyursam ne olayım diye içinden…