Roman Kitapları
Kahverengi Ela PDF Oku
Kahverengi Ela PDF oku, PDF kitap depomuzda, Yasemin Sağlam tarafından kaleme alınan Kahverengi Ela isimli kitabı siz değerli okurlarımız için hazırladık. 9786258424904 dilinde ve Kitap Kağıdı ebatında basılan ayrıca TÜRKÇE sayfadan oluşan Kahverengi Ela kitabı 408 olarak yayınlanmıştır. Kahverengi Ela kitabını 23.01.2023 numarası ile orijinalliğini sorgulayabilirsiniz. Kahverengi Ela PDF Oku.
Kahverengi Ela PDF Oku
Yasemin Sağlam’ın kendi hayat hikayesinden yola çıkarak kaleme aldığı “Kahverengi Ela” romanının başkahramanı Ela vasıtasıyla, yaşamımızın başımıza gelen şeylerden fazla, onlara verdiğimiz tepkiler ve yüklediğimiz manalarla şekillendiğini soyut olarak kavramanın ötesine geçiyoruz. Yazar, Ela’nın çocukluğuna uzanan hayat hikayesiyle bizi, başkahramanın derinliklerine doğru hüzünlü, heyecanlı, keyifli ve romantik bir yolculuğa çıkarıyor. Şimdide yaşananlar, geçmiş olaylara sıçrayışlarla sağlam bir zemine oturtulduğundan, karakterle özdeşleşip onun hayat tecrübesini kendimize mâl edebilinmekte. Böylelikle Ela’nın doğuştan gelen müzmin hastalığına, ailevi poblemlerina, okul yaşamında yaşadığı sıkıntılara, aşk acısına, bazı doktorlardan aldığı karamsar tepkilere rağmen, edilgen olmaktan sıyrılarak, etrafındaki fazlalıkları yontup kendini inşa ederek, bir özne olarak varolma macerasıne tanıklık ediyor ve evet, yaşamımızın başımıza gelen şeylerden fazla, onlara verdiğimiz tepkiler ve yüklediğimiz manalarla şekillendiğini, Kahverengi Ela’yı okurken bizzat işinde uzmanyoruz.
“… Ela’ya ‘Umutsuzluk seni bitirir kızım, hayatta hiç umutsuzluğa kapılma,’ diye nasihat ederdi. Hayat onları umutsuzluğun en dibine de çekse Ela, hayata bütün kuvvetiyle yeniden ve yeniden asılırdı.
Acılarını gizleme bakımdan biraz annesine benzemişti. Onun gibi acısını pek belli etmezdi ama bir patlama noktası vardı. Her zaman annesi gibi suskun kalamazdı. Derdini, sıkıntısını ailesiyle ve en sevdiği insanlarla paylaşırdı. Samimi olmadıklarına ve dışarıdan bakan gözlere, bazı hadiseleri anlattığı zaman, kendisini onlara ezdiriyor veya kendini acındırıyor gibi hissederdi. İnsanların onun yaşadıklarını anlayamamasını, basite indirgemesini kaldıramazdı. Çoğunlukla empati duygularının olmadığını düşünürdü.
Zaten karakter olarak ilk etapta her şeyden çekinir, nasıl davranacağını bilemezdi. Onun için duygu paylaşımında bulunmak büyük bir meseleydi. Çünkü kimsenin ona acır gibi bakmasına tahammül edemezdi. Lakin bir insan Ela’nın yaşamında mühim bir noktadaysa, onu kalbinin içine aldıysa, sevinçlerini de acılarını da paylaşmaktan çekinmezdi. Hatta her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlatmak isterdi.”
Yasemin Sağlam’ın kendi hayat hikayesinden yola çıkarak kaleme aldığı “Kahverengi Ela” romanının başkahramanı Ela vasıtasıyla, yaşamımızın başımıza gelen şeylerden fazla, onlara verdiğimiz tepkiler ve yüklediğimiz manalarla şekillendiğini soyut olarak kavramanın ötesine geçiyoruz. Yazar, Ela’nın çocukluğuna uzanan hayat hikayesiyle bizi, başkahramanın derinliklerine doğru hüzünlü, heyecanlı, keyifli ve romantik bir yolculuğa çıkarıyor. Şimdide yaşananlar, geçmiş olaylara sıçrayışlarla sağlam bir zemine oturtulduğundan, karakterle özdeşleşip onun hayat tecrübesini kendimize mâl edebilinmekte. Böylelikle Ela’nın doğuştan gelen müzmin hastalığına, ailevi poblemlerina, okul yaşamında yaşadığı sıkıntılara, aşk acısına, bazı doktorlardan aldığı karamsar tepkilere rağmen, edilgen olmaktan sıyrılarak, etrafındaki fazlalıkları yontup kendini inşa ederek, bir özne olarak varolma macerasıne tanıklık ediyor ve evet, yaşamımızın başımıza gelen şeylerden fazla, onlara verdiğimiz tepkiler ve yüklediğimiz manalarla şekillendiğini, Kahverengi Ela’yı okurken bizzat işinde uzmanyoruz.
“… Ela’ya ‘Umutsuzluk seni bitirir kızım, hayatta hiç umutsuzluğa kapılma,’ diye nasihat ederdi. Hayat onları umutsuzluğun en dibine de çekse Ela, hayata bütün kuvvetiyle yeniden ve yeniden asılırdı.
Acılarını gizleme bakımdan biraz annesine benzemişti. Onun gibi acısını pek belli etmezdi ama bir patlama noktası vardı. Her zaman annesi gibi suskun kalamazdı. Derdini, sıkıntısını ailesiyle ve en sevdiği insanlarla paylaşırdı. Samimi olmadıklarına ve dışarıdan bakan gözlere, bazı hadiseleri anlattığı zaman, kendisini onlara ezdiriyor veya kendini acındırıyor gibi hissederdi. İnsanların onun yaşadıklarını anlayamamasını, basite indirgemesini kaldıramazdı. Çoğunlukla empati duygularının olmadığını düşünürdü.
Zaten karakter olarak ilk etapta her şeyden çekinir, nasıl davranacağını bilemezdi. Onun için duygu paylaşımında bulunmak büyük bir meseleydi. Çünkü kimsenin ona acır gibi bakmasına tahammül edemezdi. Lakin bir insan Ela’nın yaşamında mühim bir noktadaysa, onu kalbinin içine aldıysa, sevinçlerini de acılarını da paylaşmaktan çekinmezdi. Hatta her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlatmak isterdi.”
