Tarih Kitapları
Kültür ve Medeniyetimizin Şaheserleri PDF Oku
Kültür ve Medeniyetimizin Şaheserleri PDF oku, PDF kitap depomuzda, İsmail Yiğit tarafından kaleme alınan Kültür ve Medeniyetimizin Şaheserleri isimli kitabı siz değerli okurlarımız için hazırladık. 9789754493528 dilinde ve Kitap Kağıdı ebatında basılan ayrıca TÜRKÇE sayfadan oluşan Kültür ve Medeniyetimizin Şaheserleri kitabı 86 olarak yayınlanmıştır. Kültür ve Medeniyetimizin Şaheserleri kitabını 30.04.2024 numarası ile orijinalliğini sorgulayabilirsiniz. Kültür ve Medeniyetimizin Şaheserleri PDF Oku.
Kültür ve Medeniyetimizin Şaheserleri PDF Oku
Sevgili Tarih, Edebiyat Dostu, Meraklısı Okuyucularım,
Kitabın adından da anlaşılacağı gibi Türk dilinin tarihi macerasıne incelediğimizde altı bin yıllık mazisi olduğunu görürüz. Tarihte bir çok milletin sahip olmadığı bu zenginliğin günümüze ulaşmasında en büyük etken şüphesiz mezar taşlarımızdır. Bu tarihi mirası gelecek nesillere aktarıp daha nice nice seneler güncelleyerek siz sevgili okurlarıma takdim etmiş bulunmaktayım. Ve tabii ki her kitabın bir macerası olduğu gibi benim kitabımın da bir macerası var. Alın çayınızı kahvenizi elinize, yaslanın koltuğunuza. Haydi, hazır mıyız?
Efendim günlerden bir gün vakti şafak çam ağaçlarının aromatik kokusunu teneffüs etmek için seyr-i suluk ile yola çıkmıştım. Nasıl oldu anlamadım, bir anda kendimi mezar taşları arasında buldum. Adeta arkadan bir el omuzuma dokundu. “Sersem sersem ne dolaşırsın? Al kâğıdı kalemi eline, bakma öyle aval aval. Ne diyorsam sıra sıra yaz.” Baktım emir büyük yerden, itiraz ne olabilecek, ne haddime.
a-) Eğer bu yazılan yazıları okuyabilseydiniz daha hoşgörülü, daha uygar, daha medeni ve daha nice nice namütenahi, emsalsiz değerlere sahip bir toplum olurdunuz.
b-) Ve eğer biz sizden bir asır önce yaşayan kuşaklar olarak taştan kitap yapıp miras bıraktığımız kültür hazinesi nasihatlere kulak verecek olsaydınız ülkenizde mahpushane sayısı çok daha az, mektep medrese sayısı bugünkünden fazla daha fazla olurdu.
c-) Ve eğer bu kültüre sahip çıkıp sadaka taşı geleneğini devam ettirebilseydik cami kapısında el açanların sayısı bugünkünden fazla çok az, belki de hiç olmayacaktı.
d-) Eğer siz ……… ……… olsaydınız hangi banka daha fazla faiz veriyor diye kapı kapı dolaşmak yerine nerede ne kadar fukara bulurum diye kapı kapı dolaşan insanlar olurdunuz.
e-) Eğer siz …… ……… ……… olsaydınız tek dünya çapında yaşadığınız halde çift dünyalı düşünüp yaşıyor olsa idiniz psikologların kapısında sıra bekleyenlerin sayısı yüzlerce değil bir elin parmakları kadar olacaktı. Ve daha daha nice nice neler dile getirdi neler fakat bu kadarını hıfzedip yazabildim. Sürç-i lisan ile affınıza sığınarak son verirken sağlık, sıhhat, pür-neşe ve dahi nice güzellikler temennisiyle.
ÖMÜR DEDİĞİN NEDİR KIRK BEŞ, ELLİ BEŞ
VE DAHİ OLSUN YETMİŞ BEŞ SON DURAK
BURASI DEĞİL Mİ EY EDEB OĞLU EBED
HER NE GELDİYSE DİLİNE DİLE DİLEDİĞİNCE
BİR FATİHA İLAVE İLE DÖK KALBİNİ KABRİME PİR NUR EYLE
Kitabın adından da anlaşılacağı gibi Türk dilinin tarihi macerasıne incelediğimizde altı bin yıllık mazisi olduğunu görürüz. Tarihte bir çok milletin sahip olmadığı bu zenginliğin günümüze ulaşmasında en büyük etken şüphesiz mezar taşlarımızdır. Bu tarihi mirası gelecek nesillere aktarıp daha nice nice seneler güncelleyerek siz sevgili okurlarıma takdim etmiş bulunmaktayım. Ve tabii ki her kitabın bir macerası olduğu gibi benim kitabımın da bir macerası var. Alın çayınızı kahvenizi elinize, yaslanın koltuğunuza. Haydi, hazır mıyız?
Efendim günlerden bir gün vakti şafak çam ağaçlarının aromatik kokusunu teneffüs etmek için seyr-i suluk ile yola çıkmıştım. Nasıl oldu anlamadım, bir anda kendimi mezar taşları arasında buldum. Adeta arkadan bir el omuzuma dokundu. “Sersem sersem ne dolaşırsın? Al kâğıdı kalemi eline, bakma öyle aval aval. Ne diyorsam sıra sıra yaz.” Baktım emir büyük yerden, itiraz ne olabilecek, ne haddime.
a-) Eğer bu yazılan yazıları okuyabilseydiniz daha hoşgörülü, daha uygar, daha medeni ve daha nice nice namütenahi, emsalsiz değerlere sahip bir toplum olurdunuz.
b-) Ve eğer biz sizden bir asır önce yaşayan kuşaklar olarak taştan kitap yapıp miras bıraktığımız kültür hazinesi nasihatlere kulak verecek olsaydınız ülkenizde mahpushane sayısı çok daha az, mektep medrese sayısı bugünkünden fazla daha fazla olurdu.
c-) Ve eğer bu kültüre sahip çıkıp sadaka taşı geleneğini devam ettirebilseydik cami kapısında el açanların sayısı bugünkünden fazla çok az, belki de hiç olmayacaktı.
d-) Eğer siz ……… ……… olsaydınız hangi banka daha fazla faiz veriyor diye kapı kapı dolaşmak yerine nerede ne kadar fukara bulurum diye kapı kapı dolaşan insanlar olurdunuz.
e-) Eğer siz …… ……… ……… olsaydınız tek dünya çapında yaşadığınız halde çift dünyalı düşünüp yaşıyor olsa idiniz psikologların kapısında sıra bekleyenlerin sayısı yüzlerce değil bir elin parmakları kadar olacaktı. Ve daha daha nice nice neler dile getirdi neler fakat bu kadarını hıfzedip yazabildim. Sürç-i lisan ile affınıza sığınarak son verirken sağlık, sıhhat, pür-neşe ve dahi nice güzellikler temennisiyle.
ÖMÜR DEDİĞİN NEDİR KIRK BEŞ, ELLİ BEŞ
VE DAHİ OLSUN YETMİŞ BEŞ SON DURAK
BURASI DEĞİL Mİ EY EDEB OĞLU EBED
HER NE GELDİYSE DİLİNE DİLE DİLEDİĞİNCE
BİR FATİHA İLAVE İLE DÖK KALBİNİ KABRİME PİR NUR EYLE