Roman Kitapları
Elveda Gülçimen PDF Oku
Elveda Gülçimen PDF oku, PDF kitap depomuzda, Mahmut Demirci tarafından kaleme alınan Elveda Gülçimen isimli kitabı siz değerli okurlarımız için hazırladık. 9786257018371 dilinde ve Kitap Kağıdı ebatında basılan ayrıca TÜRKÇE sayfadan oluşan Elveda Gülçimen kitabı 240 olarak yayınlanmıştır. Elveda Gülçimen kitabını 20.03.2021 numarası ile orijinalliğini sorgulayabilirsiniz. Elveda Gülçimen PDF Oku.
Elveda Gülçimen PDF Oku
Gülçimen…
Mavi, kırmızı ve beyaz güllerin insanları selamladığı diyar…
Alabildiğince uzanan dağların arasına saklanmış ata yurdu…
Toprağı bereket, suyu lezzet, havası sıhhat olan güzel köyüm. Yine giymiş bahar gelinliğini…
Mevsimler değişmiş, haberci rüzgârlar taze bir mevsimi taşımaya başlamış köyümün üzerine. Kuşlar hiç söylenmemiş bahar türkülerini seslendirmeye başlamış. Eteklerindeki karları eriten ulu dağları taze bahar çiçeklerinin heyecanı sarmış.
Ağaçlar çiçeğe, gökyüzü rahmete durmuş. Bahar, toprağa can olmuş. Dağlar yeşermeye, çayırlar gül ve çimenlerle bezenmeye başlamış. Anadolu’nun bu şirin köyü, adını bu güllerden ve çimenlerden almış.
Taş duvarların oyuklarında yuva yapma telaşına düşen göçmen kuşlar, arada bir ilkbaharı arada bir de sonbaharı müjdelemişler. Vadiler, rengini sarıya bırakıp yeşile küsmüş bir halde farklı renklere bürünürken ilkbaharın neşesini yaşayan gönülleri hüzün kaplamış ve kapıyı ayrılıklar çalmış.
***
Ayrılık, ah ayrılık…
Yüreği sızlatır. Matem koyar sadrına. Izdırap katar insanın gönül dünyasına.
Hangi dilde, hangi cümlelerle anlatılır bilmem…
Haykırsan dile gelmez, cümle kursan söze… Ayrılık bu, ölümden farkı yok.
Sevda, ayrılık ve hüzün… Hepsi gurbette düşer insanın aklına.
Gün gelir en tatlı uykunu böler, gün gelir ufka doğru bakışlarınla alıp götürür seni.
SABIR koyacaksın gurbetin yüreğine, AYRILIĞIN gönül tahtına.
Ey sevdiceğim! Ey Gülçimen’im!
Mavi, kırmızı ve beyaz güllerin insanları selamladığı diyar…
Alabildiğince uzanan dağların arasına saklanmış ata yurdu…
Toprağı bereket, suyu lezzet, havası sıhhat olan güzel köyüm. Yine giymiş bahar gelinliğini…
Mevsimler değişmiş, haberci rüzgârlar taze bir mevsimi taşımaya başlamış köyümün üzerine. Kuşlar hiç söylenmemiş bahar türkülerini seslendirmeye başlamış. Eteklerindeki karları eriten ulu dağları taze bahar çiçeklerinin heyecanı sarmış.
Ağaçlar çiçeğe, gökyüzü rahmete durmuş. Bahar, toprağa can olmuş. Dağlar yeşermeye, çayırlar gül ve çimenlerle bezenmeye başlamış. Anadolu’nun bu şirin köyü, adını bu güllerden ve çimenlerden almış.
Taş duvarların oyuklarında yuva yapma telaşına düşen göçmen kuşlar, arada bir ilkbaharı arada bir de sonbaharı müjdelemişler. Vadiler, rengini sarıya bırakıp yeşile küsmüş bir halde farklı renklere bürünürken ilkbaharın neşesini yaşayan gönülleri hüzün kaplamış ve kapıyı ayrılıklar çalmış.
***
Ayrılık, ah ayrılık…
Yüreği sızlatır. Matem koyar sadrına. Izdırap katar insanın gönül dünyasına.
Hangi dilde, hangi cümlelerle anlatılır bilmem…
Haykırsan dile gelmez, cümle kursan söze… Ayrılık bu, ölümden farkı yok.
Sevda, ayrılık ve hüzün… Hepsi gurbette düşer insanın aklına.
Gün gelir en tatlı uykunu böler, gün gelir ufka doğru bakışlarınla alıp götürür seni.
SABIR koyacaksın gurbetin yüreğine, AYRILIĞIN gönül tahtına.
Ey sevdiceğim! Ey Gülçimen’im!