Roman Kitapları
Evveli ve Ahiri İçin PDF Oku
Evveli ve Ahiri İçin PDF oku, PDF kitap depomuzda, Birsen Çelikel tarafından kaleme alınan Evveli ve Ahiri İçin isimli kitabı siz değerli okurlarımız için hazırladık. 9786052111130 dilinde ve Kitap Kağıdı ebatında basılan ayrıca TÜRKÇE sayfadan oluşan Evveli ve Ahiri İçin kitabı 351 olarak yayınlanmıştır. Evveli ve Ahiri İçin kitabını 23.10.2017 numarası ile orijinalliğini sorgulayabilirsiniz. Evveli ve Ahiri İçin PDF Oku.
Evveli ve Ahiri İçin PDF Oku
Kadın kucağında ağlamaktan bitkin düşen çocuğu sırtına alırken yanıt verdi. Gidiyoruz işte, bizde gidiyoruz toprağımızdan. Güneşin bu kadar yakmadığı, tertemiz suların toprağı yıkadığı neşeli ve kindar olmayan Tanrıların ülkesine gidiyoruz. Oraya vardığımızda ilk işim çocuklarımı ve kocamı yıkamak olacak. O kadar uzun süredir temizlenmiyoruz ki sinekler üstümüzden ayrılmıyor.
Öyle bir ülke var mı? Sevecen tanrıların ülkesi. O ülkenin insanları bizi kabul edecek mi?
Büyük bir bahçede yerin dibinden geliyormuş gibi boğuk bir sesle bir adam güzel bir şarkı dile getiriyordu, elindeki sazdan çıkan nağmeler yalnızca kendisi içindi, kendini mutlu etmek için. Taşlaşmış toprağın üstüne serilmiş yumuşak mindere rağmen çürümüş bedeni toprağın sertliğini hissetti. Bir zamanlar rengarenk olan bahçe şimdi gecenin karanlığında daha karamsar daha çıplak ve daha ruhsuz görünüyordu. şarkını ortasında yarı çıplak bir kadın adamın arkasından usulca yaklaştı ve güzel kollarını adamın cılız omuzlarına doladı. Adam dile getirdiği şarkıyı kesti ve zayıf ve güçsüz kollarıyla kadını yanına oturtmaya çalıştı. Kadın olağanüstü gülümsemesiyle adama bakarak, adamın pul pul dökülen yüzünü eline aldı. Sevgilim dedi, biliyorum çok acılar çekiyorsun ama az kaldı biraz daha sabret, çok az kaldı, gördüm. Bir kadının buraya geldiğini ve bize bir can verdiğini gördüm. O kadının armağansini seve seve alacağız ve sen eskisi kadar kuvvetli ve sağlıklı olacaksın.
İnan bana oğlum, dinlediğinde ne demek istediğimi anlayacaksın. Benim erkeğim bir meczup. Gençliğinde de öyleydi ama bu kadar ileri gidebileceğini düşünmemiştim. İşin gülünç tarafı bir avuç şaşırmışta onunla birlikte o odun yığının yürüyeceğine inanıyor. Kentin delisi bile şaşı gözleri ve topal ayağıuyla ona çıldırmış gibi odun taşıyor. Şehrin hemen hemen bütün yoksullarını başına topladı sabahtan akşama kadar o gemi dedikleri şeyin başında çalışıyorlar. nasıl yapacağını da rüyasında anlatmışlar. Bir avuç aklını kaçırmış çılgın, bir rüyanın peşinde deli gibi koşuyorlar. Hah neymiş hayat o karnını doyurmaktan aciz zavallılarla devam edecekmiş.
Öyle bir ülke var mı? Sevecen tanrıların ülkesi. O ülkenin insanları bizi kabul edecek mi?
Büyük bir bahçede yerin dibinden geliyormuş gibi boğuk bir sesle bir adam güzel bir şarkı dile getiriyordu, elindeki sazdan çıkan nağmeler yalnızca kendisi içindi, kendini mutlu etmek için. Taşlaşmış toprağın üstüne serilmiş yumuşak mindere rağmen çürümüş bedeni toprağın sertliğini hissetti. Bir zamanlar rengarenk olan bahçe şimdi gecenin karanlığında daha karamsar daha çıplak ve daha ruhsuz görünüyordu. şarkını ortasında yarı çıplak bir kadın adamın arkasından usulca yaklaştı ve güzel kollarını adamın cılız omuzlarına doladı. Adam dile getirdiği şarkıyı kesti ve zayıf ve güçsüz kollarıyla kadını yanına oturtmaya çalıştı. Kadın olağanüstü gülümsemesiyle adama bakarak, adamın pul pul dökülen yüzünü eline aldı. Sevgilim dedi, biliyorum çok acılar çekiyorsun ama az kaldı biraz daha sabret, çok az kaldı, gördüm. Bir kadının buraya geldiğini ve bize bir can verdiğini gördüm. O kadının armağansini seve seve alacağız ve sen eskisi kadar kuvvetli ve sağlıklı olacaksın.
İnan bana oğlum, dinlediğinde ne demek istediğimi anlayacaksın. Benim erkeğim bir meczup. Gençliğinde de öyleydi ama bu kadar ileri gidebileceğini düşünmemiştim. İşin gülünç tarafı bir avuç şaşırmışta onunla birlikte o odun yığının yürüyeceğine inanıyor. Kentin delisi bile şaşı gözleri ve topal ayağıuyla ona çıldırmış gibi odun taşıyor. Şehrin hemen hemen bütün yoksullarını başına topladı sabahtan akşama kadar o gemi dedikleri şeyin başında çalışıyorlar. nasıl yapacağını da rüyasında anlatmışlar. Bir avuç aklını kaçırmış çılgın, bir rüyanın peşinde deli gibi koşuyorlar. Hah neymiş hayat o karnını doyurmaktan aciz zavallılarla devam edecekmiş.