Roman Kitapları
Annemin Gözyaşları PDF Oku
Annemin Gözyaşları PDF oku, PDF kitap depomuzda, Hasan Yeşilgöz tarafından kaleme alınan Annemin Gözyaşları isimli kitabı siz değerli okurlarımız için hazırladık. 9789944134569 dilinde ve Kitap Kağıdı ebatında basılan ayrıca TÜRKÇE sayfadan oluşan Annemin Gözyaşları kitabı 440 olarak yayınlanmıştır. Annemin Gözyaşları kitabını 27.04.2022 numarası ile orijinalliğini sorgulayabilirsiniz. Annemin Gözyaşları PDF Oku.
Annemin Gözyaşları PDF Oku
Sevgili annem, verdiğin öğütleri bir bir aklımda tuttum.
Kavgayı, kötülükleri bir yaprağın üzerine yazmak isterdim, sonbahar rüzgârı uçursun diyarlara umut olsun, diye.
Öfkeyi bir bulutun üzerine yazmak isterdim, yağmur yağsın toprağa yeni filizler bitsin, diye. Nefreti karların üzerine yazmak isterdim, güneş açsın karlarla erisin, diye.
Ve dostluğu, sevgiyi yeni doğmuş tüm bebeklerin yüreğine yazmak isterdim, onlarla birlikte büyüsün bütün dünyayı sarsın, diye.
Senin sevgini kalbime işledim ömrüm bi hayli hiç sönmesin, Dersim’de karlar altında filiz veren yedi verenler gibi yeşersin annem.
Ah annem, gençliğini yaşayamayıp yangınlardan bizi çekip alan annem. Benim iki sevdam kaldı Dersim’de. Biri annem, diğeri de Dersim. Geçim derdine düştük, iyi bir gelecek için Dersim’i terk ettik.
1938 senesinde Dersim’e bir tufan geldi, adeta Nuh tufanından beter. Bir tarafta can korkusu, diğer tarafta açlık belâsı. Beş çocuklu genç bir kadın çocuklarını kurşunlardan koruyabilmek için bir kuş misali her gün yer değiştirmek zorunda kaldı. Bazı zaman Düzgün Dağı’n eteklerinde arada bir de ormanın içinde bulduğu taş kovuklarına sakladı çocuklarını. Kurşundan, süngüden, harekâttan korkmayıp ot toplamaya giden bu mübarek kadın, benim annem. Yavruları açlıktan ölmesin diye didinen, bir taraftan cesetlerin altından çekip çıkardığı oğlu Ali’sinin yaralarını kurtlardan temizleyen, bir taraftan da hiç yere katledilen 85 yaşındaki annesinin yasını tutan, bütün yaşamı boyunca hep gözyaşı döken bu koca yürekli anneme yazdıklarımı minnetle sunmak istedim.
Kavgayı, kötülükleri bir yaprağın üzerine yazmak isterdim, sonbahar rüzgârı uçursun diyarlara umut olsun, diye.
Öfkeyi bir bulutun üzerine yazmak isterdim, yağmur yağsın toprağa yeni filizler bitsin, diye. Nefreti karların üzerine yazmak isterdim, güneş açsın karlarla erisin, diye.
Ve dostluğu, sevgiyi yeni doğmuş tüm bebeklerin yüreğine yazmak isterdim, onlarla birlikte büyüsün bütün dünyayı sarsın, diye.
Senin sevgini kalbime işledim ömrüm bi hayli hiç sönmesin, Dersim’de karlar altında filiz veren yedi verenler gibi yeşersin annem.
Ah annem, gençliğini yaşayamayıp yangınlardan bizi çekip alan annem. Benim iki sevdam kaldı Dersim’de. Biri annem, diğeri de Dersim. Geçim derdine düştük, iyi bir gelecek için Dersim’i terk ettik.
1938 senesinde Dersim’e bir tufan geldi, adeta Nuh tufanından beter. Bir tarafta can korkusu, diğer tarafta açlık belâsı. Beş çocuklu genç bir kadın çocuklarını kurşunlardan koruyabilmek için bir kuş misali her gün yer değiştirmek zorunda kaldı. Bazı zaman Düzgün Dağı’n eteklerinde arada bir de ormanın içinde bulduğu taş kovuklarına sakladı çocuklarını. Kurşundan, süngüden, harekâttan korkmayıp ot toplamaya giden bu mübarek kadın, benim annem. Yavruları açlıktan ölmesin diye didinen, bir taraftan cesetlerin altından çekip çıkardığı oğlu Ali’sinin yaralarını kurtlardan temizleyen, bir taraftan da hiç yere katledilen 85 yaşındaki annesinin yasını tutan, bütün yaşamı boyunca hep gözyaşı döken bu koca yürekli anneme yazdıklarımı minnetle sunmak istedim.