Edebiyat Kitapları
Alaz Bir Ada Vapuru Hikayesi PDF Oku
Alaz Bir Ada Vapuru Hikayesi PDF oku, PDF kitap depomuzda, Buket Sunar tarafından kaleme alınan Alaz Bir Ada Vapuru Hikayesi isimli kitabı siz değerli okurlarımız için hazırladık. 9786057145987 dilinde ve Kitap Kağıdı ebatında basılan ayrıca TÜRKÇE sayfadan oluşan Alaz Bir Ada Vapuru Hikayesi kitabı 296 olarak yayınlanmıştır. Alaz Bir Ada Vapuru Hikayesi kitabını 17.04.2024 numarası ile orijinalliğini sorgulayabilirsiniz. Alaz Bir Ada Vapuru Hikayesi PDF Oku.
Alaz Bir Ada Vapuru Hikayesi PDF Oku
Alaz, özünde edilgen bir kadın değil, aksine mücadeleci, kapsayıcı, vicdanlı bir kadın; belki de onu, aşkın yılmaz savunucusu diye tanımlamak daha manalı olur.
Yazar Buket Sunar’ın kaleme almış olduğu “Alaz,” romanı, yaşamın olağan akışının dışında gelişen hadiseleri, bir kadının hayatta var olma mücadelesini anlatıyor; sevgi yoksa aşka tutunulamaz, var olmak salt fizik kaideleriyla açıklanamaz, asıl var oluş değerler, ilkeler ve sevgidir. Bu olgular varsa varız.
Alaz, içimizden bir diğerideğil, o bir ada insanı, kendi yaratımlarıyla tasarımlarıyla var olan özgün bir kişilik, onca kirlenme ve yozlaşmaya, edilgenliğe rağmen kendi kendini var eden vicdanlı bir kadın.
Gün ağarmayacak, sabah hiç olmayacakmış gibi, o karanlık sonsuzluğun girdabına sıkışmış öylece hareketsiz duruyordu yatağında.
Sancılı varoluşun içinde, doğan güneşle birlikte kor düşmüştü adeta yüreğine Alaz’ın.
Geçmişle yüzleşmek, geleceğe dair umut biriktirmek için zaman daralıyor, şartlar ve koşullar merhametli davranmıyordu ona. Yine de her şey zihninde daha dün gibi duruyor, tüm anıları tazeliğini koruyordu.
Paşabahçe Vapuru onda, aklından silinmeyecek, hep bir köşede yer edinecek anılar bırakmıştı.
Aklından sildiğini zannettiği vedalar gün yüzüne çıkıyordu zamansızca. Kendini bulmak için çabalıyor, herkesi affetme anaçlığıyla sarılıyordu hayata. Kaybettiği hayata geri dönebilme umuduyla…
Gerçekten de kimdi Alaz? İlk nerede kaybetmişti yolunu?
“Ben kimim?” demişti kendi kendine. “Efser mi? Neler yüklemişti Efser’e, ne acılar. O zarif bedenine, dayanabileceğinden daha fazla, önce dokunup tuttuğu, sonra yok olan ümitler…
Yoksa… yoksa ada mıydım? Bu kadar özdeşleştirmiş miydim kendimi adayla? Peki, Benan’ın adadaki mutluluğu geç yakalamış olan annesi Perahta Hanım yahut babası Duran Bey, olabilir miyim? Onlar, adaya gelmeseydi bütün bunlar olabilir miydi?”
Alaz’ı öyküsü, aşkın anatomisi, geleceğe dair bir armağan, Adalıların o muntazam yaşantısının panoramik hikâyesidir, bu kitap.
Yazar Buket Sunar’ın kaleme almış olduğu “Alaz,” romanı, yaşamın olağan akışının dışında gelişen hadiseleri, bir kadının hayatta var olma mücadelesini anlatıyor; sevgi yoksa aşka tutunulamaz, var olmak salt fizik kaideleriyla açıklanamaz, asıl var oluş değerler, ilkeler ve sevgidir. Bu olgular varsa varız.
Alaz, içimizden bir diğerideğil, o bir ada insanı, kendi yaratımlarıyla tasarımlarıyla var olan özgün bir kişilik, onca kirlenme ve yozlaşmaya, edilgenliğe rağmen kendi kendini var eden vicdanlı bir kadın.
Gün ağarmayacak, sabah hiç olmayacakmış gibi, o karanlık sonsuzluğun girdabına sıkışmış öylece hareketsiz duruyordu yatağında.
Sancılı varoluşun içinde, doğan güneşle birlikte kor düşmüştü adeta yüreğine Alaz’ın.
Geçmişle yüzleşmek, geleceğe dair umut biriktirmek için zaman daralıyor, şartlar ve koşullar merhametli davranmıyordu ona. Yine de her şey zihninde daha dün gibi duruyor, tüm anıları tazeliğini koruyordu.
Paşabahçe Vapuru onda, aklından silinmeyecek, hep bir köşede yer edinecek anılar bırakmıştı.
Aklından sildiğini zannettiği vedalar gün yüzüne çıkıyordu zamansızca. Kendini bulmak için çabalıyor, herkesi affetme anaçlığıyla sarılıyordu hayata. Kaybettiği hayata geri dönebilme umuduyla…
Gerçekten de kimdi Alaz? İlk nerede kaybetmişti yolunu?
“Ben kimim?” demişti kendi kendine. “Efser mi? Neler yüklemişti Efser’e, ne acılar. O zarif bedenine, dayanabileceğinden daha fazla, önce dokunup tuttuğu, sonra yok olan ümitler…
Yoksa… yoksa ada mıydım? Bu kadar özdeşleştirmiş miydim kendimi adayla? Peki, Benan’ın adadaki mutluluğu geç yakalamış olan annesi Perahta Hanım yahut babası Duran Bey, olabilir miyim? Onlar, adaya gelmeseydi bütün bunlar olabilir miydi?”
Alaz’ı öyküsü, aşkın anatomisi, geleceğe dair bir armağan, Adalıların o muntazam yaşantısının panoramik hikâyesidir, bu kitap.