Edebiyat Kitapları
Bir Tacirin Not Defteri PDF Oku
Bir Tacirin Not Defteri PDF oku, PDF kitap depomuzda, Hüseyin Gökalp tarafından kaleme alınan Bir Tacirin Not Defteri isimli kitabı siz değerli okurlarımız için hazırladık. 31.10.2024 dilinde ve Karton Kapak ebatında basılan ayrıca 9786259520919 sayfadan oluşan Bir Tacirin Not Defteri kitabı TÜRKÇE olarak yayınlanmıştır. Bir Tacirin Not Defteri kitabını Abdullah Kasay numarası ile orijinalliğini sorgulayabilirsiniz. Bir Tacirin Not Defteri PDF Oku.
Bir Tacirin Not Defteri PDF Oku
“Cemil Meriç için Paris, bayram ziyaretinde evde olmadığına sevinilen türden bir akraba gibi miydi bilmiyorum. Ben Paris’i ilk gördüğümde otuz yaşındaydım ve Paris evdeydi. Evet yirmili yaşlarda İstiklal Caddesi’ndeki Fransız Kültür Merkezi’ne gitmişliğim ve üç ayda Fransızca öğrenmekle alakalı başarısız bir
Elmalılı Hamdi Yazır olmayı denemişliğim mevcuttur. Ama ne Galatasaray Üniversitesi’nin Fransızca kursunda dersimize giren, fularlı, kucağında kedili, top sakallı delikanlının güzellediği Frankofonluğun, ne Charles Baudelaire şiirlerinin, ne Guy de Maupassant öykülerinin ne de Balzac romanlarının bir etkisi oldu bende. Mesela Jean-Jacques Rousseau’nun Emile’i Immanuel Kant’ı neden bu kadar etkiledi hiç anlamadım. Ne Fransız sinemasına, ne de Fransızcadaki tonlamalara hayran oldum. Hiçbirini sevemedim. Sevmeyi de denemedim. Zaten azıcık Marquis de Sade’yi tanıyan biri Fransa’nın yanından geçmez veya Frantz Fanon’un Yeryüzünün Lanetlileri’ni okuyan biri Indila dinlese oh ne güzel dile getiriyor yerine, “ah Âdile ah” der. Ey okur, Fransa ile alakalı yazacağım her şey kişisel, yanlı yargılarımdan ibarettir. Çünkü Paris bana geldiğinde ben evde yoktum.”
Elmalılı Hamdi Yazır olmayı denemişliğim mevcuttur. Ama ne Galatasaray Üniversitesi’nin Fransızca kursunda dersimize giren, fularlı, kucağında kedili, top sakallı delikanlının güzellediği Frankofonluğun, ne Charles Baudelaire şiirlerinin, ne Guy de Maupassant öykülerinin ne de Balzac romanlarının bir etkisi oldu bende. Mesela Jean-Jacques Rousseau’nun Emile’i Immanuel Kant’ı neden bu kadar etkiledi hiç anlamadım. Ne Fransız sinemasına, ne de Fransızcadaki tonlamalara hayran oldum. Hiçbirini sevemedim. Sevmeyi de denemedim. Zaten azıcık Marquis de Sade’yi tanıyan biri Fransa’nın yanından geçmez veya Frantz Fanon’un Yeryüzünün Lanetlileri’ni okuyan biri Indila dinlese oh ne güzel dile getiriyor yerine, “ah Âdile ah” der. Ey okur, Fransa ile alakalı yazacağım her şey kişisel, yanlı yargılarımdan ibarettir. Çünkü Paris bana geldiğinde ben evde yoktum.”