Roman Kitapları
Buhara’nın Ömer’i PDF oku indir
Buhara’nın Ömer’i PDF oku indir, PDF kitap depomuzda, Sadık Güner tarafından kaleme alınan Buhara’nın Ömer’i isimli kitabı siz değerli okurlarımız için hazırladık. 9789754496109 dilinde ve Kitap Kağıdı ebatında basılan ayrıca TÜRKÇE sayfadan oluşan Buhara’nın Ömer’i kitabı 426 olarak yayınlanmıştır. Buhara’nın Ömer’i kitabını 29.08.2023 numarası ile orijinalliğini sorgulayabilirsiniz. Buhara’nın Ömer’i PDF Oku.
Buhara’nın Ömer’i PDF Oku
Başlangıçta niyetler içten idi, Araplar farklı zamanlarda talana yönelse de Hz. Ömer’le başlayan İslamlaştırma faaliyeti iyi gidiyordu. Hz. Osman ve Ali dönemlerinde iç çekişmeler yüzünden yavaşlayan fetih hareketi, tekrar canlandı fakat ilk Emevî Emîri (Halife) Muaviye ile amacından sapmaya başladı; ardından ise kutsal gayesinden uzaklaşıp yerini işgal ve yağmaya bıraktı. İran’a ve ardından Türkistan’a giren Emevî ordularının İslam’ı tebliğ ve irşat gibi ulvi bir gayeleri yoktu; onlar, -birkaç yönetici dışında-topraklarını büyütüp, yağma ve ganimetlerle servetlerine servet katma peşindeydiler.
Arap orduları Türkistan’a girdikleri zaman önlerinde bir devlet de yoktu; hanların, beylerin yönettiği ufak şehir devletleriyle savaştılar. Bu devletler, öte yandan Çin’le mücadele ederken bunun yanı sıra birbirleriyle de kavgalıydılar. O kadar ki taht kavgalarında kardeşler bile birbirine karşı can düşmanlarıyla iş birliği yapabiliyorlardı. Düşmanla ittifak yaparak sonunda birbirlerini yok ettiler, düşmanlar kaldı. Bu şehir devletlerinin hemen bitişiğinde koca bir Göktürk Devleti vardı. Buhara, Semerkant, Taşkent, Horasan… gibi hanlıklar Emevî ordularıyla boğuşurken kılı kıpırdamadı, onun da kendine göre hesabı vardı.
Arap ordularının, sayıları yüzbinlerle ifade edilen büyük Türk ordularını kılıçtan geçirdiği iddiaları da abartılıdır, gözden kaçırılmış büyük hezimetler de söz konusudur. Bu iddialar; belagat ustası Arapların, kalemlerine sorup yazdıkları hamaset eserlerinden ibarettir. Meselâ Taberî, Beykent’i cezalandıran Kuteybe’nin, 40 bin cesedi dört fersahlık (24 km.) yol boyunca ceviz ağaçlarına astırdığını yazabilmiştir.
Hz. Peygamber’den sonra ilk dönem fetih hareketini başlatan Hz. Ömer Ceyhun Nehri’nden öteye geçmemişti. Emevîler ise Fergana’ya kadar ilerlediler ama yağmacı ve zorba tutumları yüzünden taraftar yerine İslam’a düşman kazandırdılar. Hiçbir zamanda kılıç zoruyla Müslüman olan yoktur; İslam’ı seçenler, kendi gönül rızasıyla inananlardır. O da savaş döneminin sona erip ticarî, idarî ve askerî alandaki yakınlaşmanın başladığı Abbasî saltanatının sonlarına rastlamaktadır. Binaenaleyh Türklerin, -Araplarla savaşmasından değil- İslamlaşmasından söz edeceksek X. yy.’ı başlangıç kabul etmemiz gerekmektedir.
Elinizdeki bu çalışma, Hz. Ömer’in ilk dönem İslamlaştırma faaliyetleri ile başlayıp Horasan Valisi Kuteybe b. Müslim’in 96 (m. 715) senesinde katli ile son bulan Emevîler’in tartışmalı dönemini konu edinmektedir.
S. G.
Arap orduları Türkistan’a girdikleri zaman önlerinde bir devlet de yoktu; hanların, beylerin yönettiği ufak şehir devletleriyle savaştılar. Bu devletler, öte yandan Çin’le mücadele ederken bunun yanı sıra birbirleriyle de kavgalıydılar. O kadar ki taht kavgalarında kardeşler bile birbirine karşı can düşmanlarıyla iş birliği yapabiliyorlardı. Düşmanla ittifak yaparak sonunda birbirlerini yok ettiler, düşmanlar kaldı. Bu şehir devletlerinin hemen bitişiğinde koca bir Göktürk Devleti vardı. Buhara, Semerkant, Taşkent, Horasan… gibi hanlıklar Emevî ordularıyla boğuşurken kılı kıpırdamadı, onun da kendine göre hesabı vardı.
Arap ordularının, sayıları yüzbinlerle ifade edilen büyük Türk ordularını kılıçtan geçirdiği iddiaları da abartılıdır, gözden kaçırılmış büyük hezimetler de söz konusudur. Bu iddialar; belagat ustası Arapların, kalemlerine sorup yazdıkları hamaset eserlerinden ibarettir. Meselâ Taberî, Beykent’i cezalandıran Kuteybe’nin, 40 bin cesedi dört fersahlık (24 km.) yol boyunca ceviz ağaçlarına astırdığını yazabilmiştir.
Hz. Peygamber’den sonra ilk dönem fetih hareketini başlatan Hz. Ömer Ceyhun Nehri’nden öteye geçmemişti. Emevîler ise Fergana’ya kadar ilerlediler ama yağmacı ve zorba tutumları yüzünden taraftar yerine İslam’a düşman kazandırdılar. Hiçbir zamanda kılıç zoruyla Müslüman olan yoktur; İslam’ı seçenler, kendi gönül rızasıyla inananlardır. O da savaş döneminin sona erip ticarî, idarî ve askerî alandaki yakınlaşmanın başladığı Abbasî saltanatının sonlarına rastlamaktadır. Binaenaleyh Türklerin, -Araplarla savaşmasından değil- İslamlaşmasından söz edeceksek X. yy.’ı başlangıç kabul etmemiz gerekmektedir.
Elinizdeki bu çalışma, Hz. Ömer’in ilk dönem İslamlaştırma faaliyetleri ile başlayıp Horasan Valisi Kuteybe b. Müslim’in 96 (m. 715) senesinde katli ile son bulan Emevîler’in tartışmalı dönemini konu edinmektedir.
S. G.