Roman Kitapları
Büyük Deniz Köpürüyor PDF oku indir
Büyük Deniz Köpürüyor PDF oku indir, PDF kitap depomuzda, Duran Emre Kanacı tarafından kaleme alınan Büyük Deniz Köpürüyor isimli kitabı siz değerli okurlarımız için hazırladık. 9786052652831 dilinde ve Kitap Kağıdı ebatında basılan ayrıca TÜRKÇE sayfadan oluşan Büyük Deniz Köpürüyor kitabı 120 olarak yayınlanmıştır. Büyük Deniz Köpürüyor kitabını 28.12.2023 numarası ile orijinalliğini sorgulayabilirsiniz. Büyük Deniz Köpürüyor PDF Oku.
Büyük Deniz Köpürüyor PDF Oku
Duran Emre Kanacı, incelikli bir dil işçiliğiyle kurduğu ilk kitabı Yapı ve Yasa’dan sonra bu kez bir romanla, Büyük Deniz Köpürüyor’la selamlıyor okuru.
Akdeniz – suları tarih boyunca kıymetli, kıyıları zengin ve bir o kadar da kanlı; içine sayısız kadim hikâyenin salındığı Büyük Deniz. Kanacı, şimdilerde Akdeniz’in doğusundaki savaşlarda doğup büyüyen, büyümeden yitip giden çocukluğun, tahrip edilen doğanın ve mimarinin izini tarihten, Tunç Çağı’ndan bir hikâyeyle sürüyor. İşgalci bir düşmanın yakıp kül ettiği yuvasını terk eden Nepis Ael’in hikâyesiyle. Bugünün karanlığına da Arap şiiriyle dokunuyor, “sözcüklerin bütün diktatörlükleri ürküten müthiş bir gücü olduğuna” inanarak.
“Tanrıların korumayı seçmediği; düşmanın yıktığı Ugarit duvarlarının altında sıkışıp kalan, yumuşak etleri düşmanın salladığı kılıçların ucunda biten kadınları düşündü ve anladı ki dünya çok zaman geçmeden başlarına yıkılıp kalacaktı. Zira bu denli kıyımlara birer ikişer dayanacak insan çıkardı tabi ki, işte annesi, belki geçmişte kız kardeşleri addettiği Anat rahibelerince yerlerde sürüklenirken yine de ne denli mağrur idi fakat bu dünyanın, en zarif tanrıların ellerinde dokunmuş yapısı kaba ellerce muhakkak sökülüp atılacaktı.”
Akdeniz – suları tarih boyunca kıymetli, kıyıları zengin ve bir o kadar da kanlı; içine sayısız kadim hikâyenin salındığı Büyük Deniz. Kanacı, şimdilerde Akdeniz’in doğusundaki savaşlarda doğup büyüyen, büyümeden yitip giden çocukluğun, tahrip edilen doğanın ve mimarinin izini tarihten, Tunç Çağı’ndan bir hikâyeyle sürüyor. İşgalci bir düşmanın yakıp kül ettiği yuvasını terk eden Nepis Ael’in hikâyesiyle. Bugünün karanlığına da Arap şiiriyle dokunuyor, “sözcüklerin bütün diktatörlükleri ürküten müthiş bir gücü olduğuna” inanarak.
“Tanrıların korumayı seçmediği; düşmanın yıktığı Ugarit duvarlarının altında sıkışıp kalan, yumuşak etleri düşmanın salladığı kılıçların ucunda biten kadınları düşündü ve anladı ki dünya çok zaman geçmeden başlarına yıkılıp kalacaktı. Zira bu denli kıyımlara birer ikişer dayanacak insan çıkardı tabi ki, işte annesi, belki geçmişte kız kardeşleri addettiği Anat rahibelerince yerlerde sürüklenirken yine de ne denli mağrur idi fakat bu dünyanın, en zarif tanrıların ellerinde dokunmuş yapısı kaba ellerce muhakkak sökülüp atılacaktı.”