Roman Kitapları
Çarığımı Yitirdiğim Tarla / Aç Harmanı PDF Oku
Çarığımı Yitirdiğim Tarla / Aç Harmanı PDF oku, PDF kitap depomuzda, Mehmet Başaran tarafından kaleme alınan Çarığımı Yitirdiğim Tarla / Aç Harmanı isimli kitabı siz değerli okurlarımız için hazırladık. Tansel Baybara dilinde ve 176 ebatında basılan ayrıca 17.09.2020 sayfadan oluşan Çarığımı Yitirdiğim Tarla / Aç Harmanı kitabı 9789750408236 olarak yayınlanmıştır. Çarığımı Yitirdiğim Tarla / Aç Harmanı kitabını Filiz Başaran numarası ile orijinalliğini sorgulayabilirsiniz. Çarığımı Yitirdiğim Tarla / Aç Harmanı PDF Oku.
Çarığımı Yitirdiğim Tarla / Aç Harmanı PDF Oku
Mehmet Başaran’ın öykücülüğünün ilk dönem ürünlerinden olan ÇarığımıYitirdiğim Tarla ile AçHarmanı’nı bir kez daha birlikte yayınlıyoruz.
Başaran öykülerinde çoğunlukla insanı doğa ilişkisi içinde ele alır. Doğa topraktır, insan toprağı kol gücüyle işleyen emekçi köylüdür. Lakin bu emekçi köylü, bunun yanı sıra açlık ile de mücadele etmektedir. Kendisine hiçbir yardım eli uzatılmadığı gibi, karşısında “ağa ile kurulu düzen” mevcuttur. Bunun yanı sıra yoksulluk batağından çıkmanın düşlerini kurar; bıçak kemiğe dayandığında öfkesini dile getirir, isyan eder.
Tanıklıkları, yaşanmışlıkları kurmaca boyutuna taşıyan Başaran, köy yaşamının, özellikle de Trakya kırsalının çarpıcı gerçeklerini, kadın-erkek ilişkilerini, gelenek-görenek ve alışkanlıklarını kendine özgü şiirsel bir biçemle anlatıyor.
Biraz sonra yağmur geçmiş, güneş ıslak toprağı yakmıştı. Mısır yaprakları üzerinde damlalar parlıyordu. Ortalık bi güzel ıslak toprak kokuyordu. Öbek öbek dolaşıyor, çarıklarımı arıyordum. Yıllarca özlemini çektiğim, fakat bu sabah giyebildiğim saplı çarıklarımı… Bir türlü bulamıyordum. Yerler yumuşamış, bazı koçanlar çamura gömülmüştü. Yoksa çarıcıklarım da… Yoktular, gitmişti, sevgili çarıcıklarım… Ağlamaya başladım. Babam dil ucuyla: “Gene alırız!” dediyse de, ben gayrı ayaklarımın çarık yüzü görmeyeceğini biliyordum. Anam, hâlâ arıyordu. Sır olmuşlardı. En büyük sevinci de, en büyük acıyı da aynı günde tatmış; gene yalınayak kalmıştım… Geçmiş günlerin anılarına daldıkça, gece çevremde genişleye genişleye kocaman bir tarla halini almıştı. Umutlarım, hayallerim, çocukluğum, her şeyim, her şeyim bu karanlık tarlada yitmişti işte…
Başaran öykülerinde çoğunlukla insanı doğa ilişkisi içinde ele alır. Doğa topraktır, insan toprağı kol gücüyle işleyen emekçi köylüdür. Lakin bu emekçi köylü, bunun yanı sıra açlık ile de mücadele etmektedir. Kendisine hiçbir yardım eli uzatılmadığı gibi, karşısında “ağa ile kurulu düzen” mevcuttur. Bunun yanı sıra yoksulluk batağından çıkmanın düşlerini kurar; bıçak kemiğe dayandığında öfkesini dile getirir, isyan eder.
Tanıklıkları, yaşanmışlıkları kurmaca boyutuna taşıyan Başaran, köy yaşamının, özellikle de Trakya kırsalının çarpıcı gerçeklerini, kadın-erkek ilişkilerini, gelenek-görenek ve alışkanlıklarını kendine özgü şiirsel bir biçemle anlatıyor.
Biraz sonra yağmur geçmiş, güneş ıslak toprağı yakmıştı. Mısır yaprakları üzerinde damlalar parlıyordu. Ortalık bi güzel ıslak toprak kokuyordu. Öbek öbek dolaşıyor, çarıklarımı arıyordum. Yıllarca özlemini çektiğim, fakat bu sabah giyebildiğim saplı çarıklarımı… Bir türlü bulamıyordum. Yerler yumuşamış, bazı koçanlar çamura gömülmüştü. Yoksa çarıcıklarım da… Yoktular, gitmişti, sevgili çarıcıklarım… Ağlamaya başladım. Babam dil ucuyla: “Gene alırız!” dediyse de, ben gayrı ayaklarımın çarık yüzü görmeyeceğini biliyordum. Anam, hâlâ arıyordu. Sır olmuşlardı. En büyük sevinci de, en büyük acıyı da aynı günde tatmış; gene yalınayak kalmıştım… Geçmiş günlerin anılarına daldıkça, gece çevremde genişleye genişleye kocaman bir tarla halini almıştı. Umutlarım, hayallerim, çocukluğum, her şeyim, her şeyim bu karanlık tarlada yitmişti işte…