Aşk Kitapları
Çatıdaki Çimenler Sen’e Yazılar PDF Oku
Çatıdaki Çimenler Sen’e Yazılar PDF oku, PDF kitap depomuzda, Jehan Barbur tarafından kaleme alınan Çatıdaki Çimenler Sen’e Yazılar isimli kitabı siz değerli okurlarımız için hazırladık. 9789751038692 dilinde ve Kitap Kağıdı ebatında basılan ayrıca TÜRKÇE sayfadan oluşan Çatıdaki Çimenler Sen’e Yazılar kitabı 144 olarak yayınlanmıştır. Çatıdaki Çimenler Sen’e Yazılar kitabını 06.03.2018 numarası ile orijinalliğini sorgulayabilirsiniz. Çatıdaki Çimenler Sen’e Yazılar PDF Oku.
Çatıdaki Çimenler Sen’e Yazılar PDF Oku
Hissettiklerimiz ağızdan çıkınca, tortuları kalıyor elimizde.
Hislerin ölüleri gibi duruyor sözler, asılı bir yerlere. Büyüdüm
ben de ve utandım tekil büyüdüğüme. Çekmecelere yazdım,
dolap raf larına. Evlerim değişti, sevdiklerim, sevmediklerim;
dile geldim dost sohbetlerinde. Yine yetmedi, kendime yazdım. Eski usul bir güncenin ifşasıdır bu, mahremimdir. Akıl düşümü, ruh üşümesi, gönül çarpıntısıdır. En nihayetinde matbu bir hayata girizgâhımdır; yazmaya başlamama sebebe ithafımdır ve tüm anlatamadıklarıma. Olduğum değil, hasretini duyduğumdur.
Her sözcüğün bir emanetçiye ihtiyacındandır.
Diyorum kendime, demek ki:
Dünle bugünün farkı
Bir telefon ucu
Bir pencere dışı…
Ben dünken yok
Bugünken varsam
Mesafeler güzel
Mesafelerin aslı sevilesi…
Ben değilim mesafe
Mesafe, bize ait olmayan bir evde olmaktı yalnızca
Bize ait olmayanda biz olamadığımız sürece
Her şey bir evin yalanı
Her şey bizim olanın rüyası
Aidiyet yoktu, ne dünde ne bugünde
Ne yazıktır
Biz tutunduk sanrılı bir aidiyete
Hislerin ölüleri gibi duruyor sözler, asılı bir yerlere. Büyüdüm
ben de ve utandım tekil büyüdüğüme. Çekmecelere yazdım,
dolap raf larına. Evlerim değişti, sevdiklerim, sevmediklerim;
dile geldim dost sohbetlerinde. Yine yetmedi, kendime yazdım. Eski usul bir güncenin ifşasıdır bu, mahremimdir. Akıl düşümü, ruh üşümesi, gönül çarpıntısıdır. En nihayetinde matbu bir hayata girizgâhımdır; yazmaya başlamama sebebe ithafımdır ve tüm anlatamadıklarıma. Olduğum değil, hasretini duyduğumdur.
Her sözcüğün bir emanetçiye ihtiyacındandır.
Diyorum kendime, demek ki:
Dünle bugünün farkı
Bir telefon ucu
Bir pencere dışı…
Ben dünken yok
Bugünken varsam
Mesafeler güzel
Mesafelerin aslı sevilesi…
Ben değilim mesafe
Mesafe, bize ait olmayan bir evde olmaktı yalnızca
Bize ait olmayanda biz olamadığımız sürece
Her şey bir evin yalanı
Her şey bizim olanın rüyası
Aidiyet yoktu, ne dünde ne bugünde
Ne yazıktır
Biz tutunduk sanrılı bir aidiyete