PDF Kitap
İbraname “Borçtan Aklanma Belgesi” (Uygulama ve Örneklerle) PDF Oku
İbraname “Borçtan Aklanma Belgesi” (Uygulama ve Örneklerle) PDF oku, PDF kitap depomuzda, Filiz Berberoğlu Yenipınar tarafından kaleme alınan İbraname “Borçtan Aklanma Belgesi” (Uygulama ve Örneklerle) isimli kitabı siz değerli okurlarımız için hazırladık. 9786256338043 dilinde ve 1. Hm. Kağıt ebatında basılan ayrıca TÜRKÇE sayfadan oluşan İbraname “Borçtan Aklanma Belgesi” (Uygulama ve Örneklerle) kitabı 340 olarak yayınlanmıştır. İbraname “Borçtan Aklanma Belgesi” (Uygulama ve Örneklerle) kitabını 08.05.2024 numarası ile orijinalliğini sorgulayabilirsiniz. İbraname “Borçtan Aklanma Belgesi” (Uygulama ve Örneklerle) PDF Oku.
İbraname “Borçtan Aklanma Belgesi” (Uygulama ve Örneklerle) PDF Oku
Bu çalışma bilimsel bir çalışma değildir, Uygulamaya yönelik olarak, kıymetli okuyucularımıza pratikte kolaylık sağlayacak biçimde hazırlanmıştır. İbraname, yani borçtan kurtulma belgesi çok mühimdir. İbra, 6100 sayılı TBK’nın 132. maddesinde düzenlenmiş olup, taraflar şekle bağlı olmaksızın düzenleyecekleri bir ibra anlaşmasi ile borcu tamamen yahut kısmen ortadan kaldırabilirler.
TBK’nın 132.maddesinde, “Borcu doğuran işlem kanunen yahut taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra anlaşmasiyle borcu tamamen yahut kısmen ortadan kaldırılabilir.” adı verilmiştir. İbra ile, borcun ne miktarda ibra edildiği bir yorum meselesidir. Aksi anlaşılmadıkça, ibra borcun hepsi için yapılmıştır. (Oğuzman, M.Kemal/ Öz, Turgut: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Cilt: 1, …- 2012, s. 544- 548.)
Miktar içeren ibra anlaşmalerinde, alacağın tamamen ödenmiş olması durumunda borç ifa yoluyla sona ermiş olur. Buna karşın kısmi ödeme hallerinde, ibraya değer verilmemekte ve yapılan ödemenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilmektedir.Miktar içeren ibranamenin çalışırken alınmış olması makbuz tesirini ortadan kaldırmaz.Buna karşılık miktar içermeyen ibra anlaşmalerinde ise geçerlilik sorunu titizlikle ele alınmalıdır. İrade fesadı denetimi yapılmalı ve somut olayın ayrıntı kısmına göre ibranamenin geçerliliği hususunda çözümler aranmalıdır.
İbranamenin irade fesadı ile hazırlanıp imzalatılmadığına dair, saat – tarih – adres – hazır bulunanlar (hazurun) – ve özel nitelikte açıklamalar bolca el yazısı ile yazılmalıdır.
Arabuluculuk Kanunu’nun 18/5.maddesine göre; “Arabulucu önünde yapılan anlaşmada ibraya ilişkin 6098 sayılı … Borçlar Kanunu’nun 420. maddesinin uygulanması olabilecek değildir. Aksi kabulde arabulucu önünde tarafların anlaşması imkansız hale gelir. Nitekim 6325 sayılı Kanunun 18/5 madde hükmünde arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde, üzerinde anlaşılan hususlar ile ilgili taraflarca dava açılamayacağı öngörülmüş olup, buna göre ibraya ilişkin düzenlemelerden hareketle arabuluculuk anlaşma tutanağının geçerliliği değerlendirilemez. Her ne kadar Dairemizin 11.09.2019 tarihli ve 3694-13040 sayılı ilamında arabuluculuk anlaşma tutanağı ibra hükümleri çerçevesinde değerlendirilmiş ise de, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’nun 07.07.2020 tarih ve 173 sayılı kararı ile aynı uyuşmazlıkların temyiz incelemesini yapmakla görevli Hukuk Dairesinin kapatılması ve tüm işlerinin Dairemize devredilmesi üzerine yeniden yapılan değerlendirmede yukarıda gösterilen sonuca varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir (Y. 9. Hukuk Dairesi 2022/9778 2022/9954 20.09.2022).
Uygulama yönelik örnek belgelerin ve içeriklerinin hiçbir kesinlik ve bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Bu eserin hazırlanmasında büyük özveride bulunarak yardımlarını esirgemeyen, Sn. Alihan YENİPINAR’a, en derin duygularımla teşekkürü bir borç bilirim.
Eserin basımını üstlenen Platon Yayınevi çalışanlarına ve emeği geçenlere çok teşekkür ederim.
Filiz BERBEROĞLU YENİPINAR
TBK’nın 132.maddesinde, “Borcu doğuran işlem kanunen yahut taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra anlaşmasiyle borcu tamamen yahut kısmen ortadan kaldırılabilir.” adı verilmiştir. İbra ile, borcun ne miktarda ibra edildiği bir yorum meselesidir. Aksi anlaşılmadıkça, ibra borcun hepsi için yapılmıştır. (Oğuzman, M.Kemal/ Öz, Turgut: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Cilt: 1, …- 2012, s. 544- 548.)
Miktar içeren ibra anlaşmalerinde, alacağın tamamen ödenmiş olması durumunda borç ifa yoluyla sona ermiş olur. Buna karşın kısmi ödeme hallerinde, ibraya değer verilmemekte ve yapılan ödemenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilmektedir.Miktar içeren ibranamenin çalışırken alınmış olması makbuz tesirini ortadan kaldırmaz.Buna karşılık miktar içermeyen ibra anlaşmalerinde ise geçerlilik sorunu titizlikle ele alınmalıdır. İrade fesadı denetimi yapılmalı ve somut olayın ayrıntı kısmına göre ibranamenin geçerliliği hususunda çözümler aranmalıdır.
İbranamenin irade fesadı ile hazırlanıp imzalatılmadığına dair, saat – tarih – adres – hazır bulunanlar (hazurun) – ve özel nitelikte açıklamalar bolca el yazısı ile yazılmalıdır.
Arabuluculuk Kanunu’nun 18/5.maddesine göre; “Arabulucu önünde yapılan anlaşmada ibraya ilişkin 6098 sayılı … Borçlar Kanunu’nun 420. maddesinin uygulanması olabilecek değildir. Aksi kabulde arabulucu önünde tarafların anlaşması imkansız hale gelir. Nitekim 6325 sayılı Kanunun 18/5 madde hükmünde arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde, üzerinde anlaşılan hususlar ile ilgili taraflarca dava açılamayacağı öngörülmüş olup, buna göre ibraya ilişkin düzenlemelerden hareketle arabuluculuk anlaşma tutanağının geçerliliği değerlendirilemez. Her ne kadar Dairemizin 11.09.2019 tarihli ve 3694-13040 sayılı ilamında arabuluculuk anlaşma tutanağı ibra hükümleri çerçevesinde değerlendirilmiş ise de, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’nun 07.07.2020 tarih ve 173 sayılı kararı ile aynı uyuşmazlıkların temyiz incelemesini yapmakla görevli Hukuk Dairesinin kapatılması ve tüm işlerinin Dairemize devredilmesi üzerine yeniden yapılan değerlendirmede yukarıda gösterilen sonuca varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir (Y. 9. Hukuk Dairesi 2022/9778 2022/9954 20.09.2022).
Uygulama yönelik örnek belgelerin ve içeriklerinin hiçbir kesinlik ve bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Bu eserin hazırlanmasında büyük özveride bulunarak yardımlarını esirgemeyen, Sn. Alihan YENİPINAR’a, en derin duygularımla teşekkürü bir borç bilirim.
Eserin basımını üstlenen Platon Yayınevi çalışanlarına ve emeği geçenlere çok teşekkür ederim.
Filiz BERBEROĞLU YENİPINAR