Aşk Kitapları
Dolaşırım Ruhuma PDF indir
Dolaşırım Ruhuma PDF indir, PDF kitap depomuzda, Aykut Aydemir tarafından kaleme alınan Dolaşırım Ruhuma isimli kitabı siz değerli okurlarımız için hazırladık. 9789754497359 dilinde ve Kitap Kağıdı ebatında basılan ayrıca TÜRKÇE sayfadan oluşan Dolaşırım Ruhuma kitabı 56 olarak yayınlanmıştır. Dolaşırım Ruhuma kitabını 60,00 numarası ile orijinalliğini sorgulayabilirsiniz. Dolaşırım Ruhuma PDF Oku.
Dolaşırım Ruhuma PDF indir
Öylesine yersin arada bir, zoraki bir çuvala tıkar gibi tıkarsın lokmaları parmaklarınla. Kursağından kendiliğinden inmesine çare yoktur, bir yudum su alırsın, yutkunamazsın. Gırtlağından santim santim inişini bilirsin. Sonra göğüs kafesinin aşağısında bir yerde durur ve adeta ardından gelen her lokma tıkanır, yığın olur.
Rahatlayacağını bile bile kusmaktan kaçınırsın. Aidiyete dâhil etme çabasıdır bu. Son ana kadar kollamaya devam edersin onu. Midene kramplar girer ve belin bükülmeye başlar. Sırtın artık doğrulamayacak kadar bükülmüştür. Avuç içlerini bastırırsın karnına. Bu sıcaklık hissi dindirir kasılmayı. Bir süre sonra yeniden başladığında biraz daha bastırırsın fakat ağız içine kadar yükselmiş olan mide özsuyunun boşaltım için gırtlağı ısladığını fark edersin. Sonra, oluk oluk boşalır çoğu çiğnenmeden yutulan her lokma. Acı bir koku sarar önce etrafı, gözlerinin kapalı olduğu o ilk boşalım anlarında. Bitti sanırsın fakat içeriden teper bir lağım gibi hala…
Gözlerin aralanır yavaşça. Önünde bir pislik yığını mevcuttur, bin bir zahmet ve emek ürünü olan yemeklerden arda kalan. Gözlerin ıslanır, bir damla süzülüverir yanaklarına. Ellerini iki yana dayayıp önünde duran bu pisliği izlersin. Musluğu açıp gitmesi gereken yere göndermek istersin, hala son kırıntıları dolanır içinde. Elinin tersiyle yanağından süzülen yaşı siler ve yavaşça musluğun başını çevirirsin. İşte o an, aidiyetten uzaklaştırılanların birdenbire yok olup gitmesini önlemek için, suyun akış yönüne parmaklarınla set çeker ve suyun akış hızından biraz daha yavaş ve daha kapsamlı alana yayılarak akmasını sağlarsın. Suyun akışına eşlik ederken bakışlarınla, tüm bu atılanlar, giden sevgilinin ardından hüzünle bakar gibi izlenir. Artık dönmeyeceğini ve ebediyen sana ait olmayacağını anlarsın…
Rahatlayacağını bile bile kusmaktan kaçınırsın. Aidiyete dâhil etme çabasıdır bu. Son ana kadar kollamaya devam edersin onu. Midene kramplar girer ve belin bükülmeye başlar. Sırtın artık doğrulamayacak kadar bükülmüştür. Avuç içlerini bastırırsın karnına. Bu sıcaklık hissi dindirir kasılmayı. Bir süre sonra yeniden başladığında biraz daha bastırırsın fakat ağız içine kadar yükselmiş olan mide özsuyunun boşaltım için gırtlağı ısladığını fark edersin. Sonra, oluk oluk boşalır çoğu çiğnenmeden yutulan her lokma. Acı bir koku sarar önce etrafı, gözlerinin kapalı olduğu o ilk boşalım anlarında. Bitti sanırsın fakat içeriden teper bir lağım gibi hala…
Gözlerin aralanır yavaşça. Önünde bir pislik yığını mevcuttur, bin bir zahmet ve emek ürünü olan yemeklerden arda kalan. Gözlerin ıslanır, bir damla süzülüverir yanaklarına. Ellerini iki yana dayayıp önünde duran bu pisliği izlersin. Musluğu açıp gitmesi gereken yere göndermek istersin, hala son kırıntıları dolanır içinde. Elinin tersiyle yanağından süzülen yaşı siler ve yavaşça musluğun başını çevirirsin. İşte o an, aidiyetten uzaklaştırılanların birdenbire yok olup gitmesini önlemek için, suyun akış yönüne parmaklarınla set çeker ve suyun akış hızından biraz daha yavaş ve daha kapsamlı alana yayılarak akmasını sağlarsın. Suyun akışına eşlik ederken bakışlarınla, tüm bu atılanlar, giden sevgilinin ardından hüzünle bakar gibi izlenir. Artık dönmeyeceğini ve ebediyen sana ait olmayacağını anlarsın…