Felsefe Kitapları
Felsefe ve Tanrı Taş Çağından Modern Zamanlara Bilgelik PDF Oku
Felsefe ve Tanrı Taş Çağından Modern Zamanlara Bilgelik PDF oku, PDF kitap depomuzda, Abdüllatif Tüzer tarafından kaleme alınan Felsefe ve Tanrı Taş Çağından Modern Zamanlara Bilgelik isimli kitabı siz değerli okurlarımız için hazırladık. 9786257990318 dilinde ve Kitap Kağıdı ebatında basılan ayrıca TÜRKÇE sayfadan oluşan Felsefe ve Tanrı Taş Çağından Modern Zamanlara Bilgelik kitabı 329 olarak yayınlanmıştır. Felsefe ve Tanrı Taş Çağından Modern Zamanlara Bilgelik kitabını 25.10.2024 numarası ile orijinalliğini sorgulayabilirsiniz. Felsefe ve Tanrı Taş Çağından Modern Zamanlara Bilgelik PDF Oku.
Felsefe ve Tanrı Taş Çağından Modern Zamanlara Bilgelik PDF Oku
Bilgelik, Herakleitos’un bugüne ulaşan kelimelerine kulak verecek olursak, yalnızca Tanrı’ya özgüdür. İnsanların en bilgesi de Tanrı’nın yanında fakat bir maymundur. Öyleyse bilgelik sevgisi demek olan felsefe de Tanrı’yı sevmekten ve ona benzemeye çalışmaktan başka bir şey değildir. Tanrı ise Logos’tur, yani çokluktaki Bir veya ortak olandır. Hegel’in diliyle, felsefe dünyevi bilgelik değildir; sonsuzun, kendini ortaya koyduğu ve açımlanarak geliştirdiği haliyle Tanrı’nın doğasının bilgisidir ve Tanrı felsefenin tek uygun nesnesidir. Aslına bakılırsa, ilk doğa filozoflarının temel meselesi Bir’in nasıl çok, çoğun da nasıl Bir olduğuydu. Demek oluyor ki felsefe tarihi esasen kendisi bilge olan ve bundan dolayı bilgeliğin de ideali olan Tanrı’nın tarihidir. Hiçbir sonlu insan her şeyde olduğu gibi bilgelik hususunda da Tanrı’nın yetkinliğine ulaşamayacağı için yapabileceği tek şey, Tanrı’yı sevmek ve ona elden geldiğince benzemeye çalışmaktır. Tanrı’ya benzeyebilmenin anahtarı ise, Tanrı ile insan doğası arasında ortak olan, kendisi ezeli olup ezeli olanı da kavrama kabiliyetine sahip olan ruhta/akılda saklıdır. Çünkü en eski zamanlardan günümüze bir çok büyük filozofun açıklıkla dile getirdiği gibi insan aklı, tanrısal akıldan bir parçadır. Amaç bilgelik, yani Tanrı sevgisiyse ve en yüksek mutluluk da bilgi ve erdem temelinde Tanrı’ya benzemekse, Nietszche’nin Böyle Buyurdu Zerdüşt’te çok fazla kelimelerine eklediği üzere, insan aşılmalı ve üst insana evrilmelidir. Bundan dolayıdir ki Tanrı’ya özgü sıfatlar, örneğin hiçbir şeye muhtaç olmamak, özgür neden olmak, kendi dışındaki varlıklara benzememek, kendinin nedeni olmak ve kendini yönetmek (özerklik), kendi kendine yetmek, sarsılmazlık, kesin, nesnel, evrensel ve zorunlu bir biçimde bilmek, öz-bilinç, yaratıcı olmak, tüm zıtlıkları kendisinde bir kılmak veya zıtlıkların ötesinde olmak ve daha pek çoğu felsefe yapan filozofların felsefe yapmalarının gerisindeki nihai amaç olarak kendisini gösterir. Bilge Tanrı’nın insanlığın düşünce tarihindeki macerası ve tanrısal olanın ideal veya model olarak alınması eski Yunanlarla başlamaz tabi ki. Bilgeliğin tarihi taş çağının şamanik karakterlerine kadar uzanır. Asırlar boyu edebi ve sanatsal formlarla taşınan panteistik (değişiklikta/çoklukta birlik) kimliğe sahip bilgelik kadim Yunan filozofların elinde logosun, yani akıl ve mantığın diliyle ifade bulmuş ve rasyonel bir hüviyet elde etmiştir.