Tarih Kitapları
Köy Enstitülerinden Tös’e Kemirilen Demokrasimiz PDF Oku
Köy Enstitülerinden Tös’e Kemirilen Demokrasimiz PDF oku, PDF kitap depomuzda, Şükrü Efe tarafından kaleme alınan Köy Enstitülerinden Tös’e Kemirilen Demokrasimiz isimli kitabı siz değerli okurlarımız için hazırladık. 9786256803121 dilinde ve Kitap Kağıdı ebatında basılan ayrıca TÜRKÇE sayfadan oluşan Köy Enstitülerinden Tös’e Kemirilen Demokrasimiz kitabı 388 olarak yayınlanmıştır. Köy Enstitülerinden Tös’e Kemirilen Demokrasimiz kitabını 16.03.2024 numarası ile orijinalliğini sorgulayabilirsiniz. Köy Enstitülerinden Tös’e Kemirilen Demokrasimiz PDF Oku.
Köy Enstitülerinden Tös’e Kemirilen Demokrasimiz PDF Oku
Yazdıklarının-anlattıklarının hepsi gerçek. Tıpkı bir fotoğraf makinası gibi, bir kamera eşliğinde anlatılmış gibi gerçek. Çünkü TÖS üyesi bir öğretmen olarak ben de oradaydım. Kayseri’ye yeni atanmıştım, ayağımın tozuyla Alemdar Sinema salonuna giremeden, senin “güruh” dediğin bireyler tarafından o sinema binasının etrafı sarılmıştı.
O nedenle o hadiselerin tanığıyım.
Her şeyi, her olayı olduğu gibi, bi hayli da coşkulu bir dille anlatmışsın. Eline, diline, yüreğine sağlık Şükrü Efe.
Senin “güruh” dediğin bu bireyler ve de bunları yönlendirenler tarihler boyunca hep böyle, hep bu rolü oynadılar. Bunlar her yeniliğe karşılar. Ta başından alayım: Hıristiyanların peygamberi İsa’yı çarmıha gerenler bunlar. İslam peygamberi Hz. Muhammed’e de karşı çıktılar, O’nu Hira mağarasına kadar takip ettiler. Osmanlı zamanında yenilikçi padişahlardan Genç Osman’a, Padişah 3. Selime karşı çıkıp onları öldürdüler, Mustafa Kemal Atatürk’e karşı oldular. Oldular da ne oldu. Tarihin gidişini mi değiştirebildiler, hayır.
Bizim Türkçemiz ’de “alışmış kudurmuştan beterdir” diye bir söz mevcuttur. İnsanoğlu bir şeyi ( bir şarkıyı, bir arabayı, bir konuyu v.b) belledikten sonra doğrunun, güzelin, benzersizin hep o olduğuna inanır. Yeni şeylere bir türlü alışamaz.
Burada bir tertip-düzen, kumpas var. Bunu bulana, görülmektedirana aşk olsun! Olayları tertipleyenleri sıralıyorsun, bunlar dindarmış. Bizim dinimiz haksızlığı, hukuksuzluğu, yalanı, iftirayı, yakıp yıkmayı insanlara eziyet etmeyi yasaklamıştır. Çapulcuları yönlendirenler kendilerini milliyetçi sayıyorlarmış, öyle milliyetçilik olur mu? Milliyetçiymiş (?!) Hadi oradan.
Bunlar içeriye yavuz, dışarıya gıkı çıkmaz, cart-curt. Ama bunların karşısındakiler, örneğin Ecevit: “Haşhaş ekme” dedi Amerika, “ekerim ulan” dedi. “Kıbrıs’a çıkma” dediler. “Çıkarım ulan” dedi. Ege’de Yunan bir adamızı işgal edince, zamanın hükümeti dakika geçmeden SAT komandolarını Kardak adasına çıkardı, Türk bayrağını dikti. Şimdi Ege’de 18’den fazla adamız Yunan askerleri tarafından işgal edilmiş kimsede “çıt” yok.
Alemdar sinemasına çıkarma yapmayı ve de ortalığı yakıp yıkmayı iyi biliyorlar!
Gözlerinden öperim. Aferin sana, yüz puan.
Ahmet Z. Özdemir
Eğitimci-Yazar
O nedenle o hadiselerin tanığıyım.
Her şeyi, her olayı olduğu gibi, bi hayli da coşkulu bir dille anlatmışsın. Eline, diline, yüreğine sağlık Şükrü Efe.
Senin “güruh” dediğin bu bireyler ve de bunları yönlendirenler tarihler boyunca hep böyle, hep bu rolü oynadılar. Bunlar her yeniliğe karşılar. Ta başından alayım: Hıristiyanların peygamberi İsa’yı çarmıha gerenler bunlar. İslam peygamberi Hz. Muhammed’e de karşı çıktılar, O’nu Hira mağarasına kadar takip ettiler. Osmanlı zamanında yenilikçi padişahlardan Genç Osman’a, Padişah 3. Selime karşı çıkıp onları öldürdüler, Mustafa Kemal Atatürk’e karşı oldular. Oldular da ne oldu. Tarihin gidişini mi değiştirebildiler, hayır.
Bizim Türkçemiz ’de “alışmış kudurmuştan beterdir” diye bir söz mevcuttur. İnsanoğlu bir şeyi ( bir şarkıyı, bir arabayı, bir konuyu v.b) belledikten sonra doğrunun, güzelin, benzersizin hep o olduğuna inanır. Yeni şeylere bir türlü alışamaz.
Burada bir tertip-düzen, kumpas var. Bunu bulana, görülmektedirana aşk olsun! Olayları tertipleyenleri sıralıyorsun, bunlar dindarmış. Bizim dinimiz haksızlığı, hukuksuzluğu, yalanı, iftirayı, yakıp yıkmayı insanlara eziyet etmeyi yasaklamıştır. Çapulcuları yönlendirenler kendilerini milliyetçi sayıyorlarmış, öyle milliyetçilik olur mu? Milliyetçiymiş (?!) Hadi oradan.
Bunlar içeriye yavuz, dışarıya gıkı çıkmaz, cart-curt. Ama bunların karşısındakiler, örneğin Ecevit: “Haşhaş ekme” dedi Amerika, “ekerim ulan” dedi. “Kıbrıs’a çıkma” dediler. “Çıkarım ulan” dedi. Ege’de Yunan bir adamızı işgal edince, zamanın hükümeti dakika geçmeden SAT komandolarını Kardak adasına çıkardı, Türk bayrağını dikti. Şimdi Ege’de 18’den fazla adamız Yunan askerleri tarafından işgal edilmiş kimsede “çıt” yok.
Alemdar sinemasına çıkarma yapmayı ve de ortalığı yakıp yıkmayı iyi biliyorlar!
Gözlerinden öperim. Aferin sana, yüz puan.
Ahmet Z. Özdemir
Eğitimci-Yazar
