Bir zamanlar kocaman bir sarayda güzeller güzeli bir prenses yaşarmış.
Bu prensesin kral babası ona doğum gününde altından bir top armağan etmiş.
Topunu çok beğenen prenses hep onunla oynuyormuş.
Bir gün bahçeye çıkıp topu yuvarlarken az aşağıda bulunan gölün içine doğru top kaçıvermiş. Buna çok üzülen prenses topumu ordan nasıl alıcam diye ağlamaya başlamış.
O sırada vrak vrak diye sesler duyan prenses kafasını çevirdiğinde bir kurbağa görmüş.
Kurbağa ona eğer altın topunu istersen sana getirebilirim ama bir şartım var demiş.
Prenses nedir demiş?
Sarayda birlikte yaşarsak topunu getiririm demiş.
Prenses çaresiz kabul etmiş.
Topu prensese getirmiş.Prenses topuna kavuşunca çok sevinmiş ve bi hayli hızlı adımlarla saraya doğru yürümeye başlamış. Kurbağa arkasından ona seslenmiş prenses beni unuttun demiş.
Prenses arkasını dönerek ona demiş ki senin gibi çirkin bir kurbağa nasıl benimle aynı yerde yaşayabilir demiş ve saraya doğru gitmiş. Bu duruma kurbağa çok üzülmüş.
Prenses akşam olunca Kral babası ve Kraliçe annesiyle yemek masasına oturmuş yemeklerini yerken kapı vurulmuş ve içeri kapıcı kadın girmiş.
Efendim bir kurbağa geldi prensesin onu davet ettiğini dile getiriyor içeri alalım mı dedi.
Kral kızına ne olduğunu soruyor ve başından geçenleri babasına anlatıyor.
Babası yanlış yaptığını dile getiriyor ve çaresizce kurbağayı içeri davet ediyor. Kurbağa çok teşekkür ederim Kralım beni içeri aldığınız için diyor.
Masaya yemek yemeğe oturan kurbağaya Kral tabak getirmelerini dile getiriyor.
Kurbağa gerek yok diyor ben prensesin tabağından yerim diyor.
Miğdesi bulanan prenses çaresizce bu duruma katlanıyor.
Yemekten sonra uyumaya gidecek olan prenses kurbağınında onunla geldiğini görünce moralleri bozuluyor.
Aynı yatakta sabaha kadar birlikte uyuyorlar.
Sabah olduğunda kurbağa prensese eğer son isteğimi yerine getirirsen buradan giderim diyor.
Bu duruma çok sevinen prenses isteğinin ne olduğunu soruyor.
Kurbağa beni bir kere dudaktan öpmeni istiyorum diyor.
Prenses gözlerini kapatarak çaresizce onu öpüyor ve birden heryer sarı ışıklarla parlıyor ve kurbağa bir Prens’e dönüşüyor.
Karşısında yakışıklı Prensi gören Prenses ona ne olduğunu soruyor.
Prens başlıyor anlatmaya.
Bana kötü bir cadı büyü yaptı, büyünün bozulması için güzel bir Prensesin yanında bir gece geçirmem gerekiyor ve beni öpmesi gerekiyordu demiş.
Prens ve Prenses saraydaki odasından aşağıya babasının yanına giderek durumu babasına da anlatıyor.
Daha sonra Prens ve Prenses ilk tanıştıkları gölün kenarına gidiyorlar.
Orda Prens ona benimle evlenirmisin Prensesim diyor ve Prenses bu teklifi kabul ediyor ve o sırada karşılarına bir kurbağa çıkıyor.
Kurbağaya baktıklarında adeta onun konuşmasını bekler gibi baka kakalıyorlar fakat kurbağa konuşmuyor.
Prenses kurbağaya merak etme sende Prensesini bulursun dedikten sonra başlıyorlar gülmeye.
Prens ve Prenses evlenip mutlu bir hayat sürmeye devam ediyorlar…
