Roman Kitapları
Osman Destan Başlıyor PDF Oku
Osman Destan Başlıyor PDF oku, PDF kitap depomuzda, Mustafa Soysal tarafından kaleme alınan Osman Destan Başlıyor isimli kitabı siz değerli okurlarımız için hazırladık. 9786258328202 dilinde ve Kitap Kağıdı ebatında basılan ayrıca TÜRKÇE sayfadan oluşan Osman Destan Başlıyor kitabı 192 olarak yayınlanmıştır. Osman Destan Başlıyor kitabını 21.03.2023 numarası ile orijinalliğini sorgulayabilirsiniz. Osman Destan Başlıyor PDF Oku.
Osman Destan Başlıyor PDF Oku
Bir başağın boy vermesi gibi, soyunun daha güzel ve daha güvenli topraklarda boy vermesi gerekiyordu. Atası Ertuğrul, Kayı’nın gücünü göstermişti dost düşman herkese, artık sıra ondaydı. Oğullarına ve tebaasına babası Ertuğrul Bey’in bıraktığı mirastan daha fazlasını bırakmalıydı. Daha çok güçlenmeli, daha çok ses vermeliydi. Kayı Boyu devlet olmalı, sonsuza kadar da öyle kalmalıydı.
Osman’ın hayalleri yalnızca kendisine ait hayallerden ibaret değildi, atalarının izinden gitmekti yaptığı, ömrünün bittiği yerde evlatları devam etmeliydi onun kaldığı yerden. Elini kılıcının kabzasından çekti, derin nefesler alıp vermeye başladı. Mevsim sonbahardı ve yeşile boyanan dağlar sararmaya başlamıştı çoktan. Huzuru hissederken benliği, kalbi bir başka çarpıyordu. Soyunun devam etmesi gerekti, kınından çıkmıştı bir defa Türklüğün kılıcı, o kılıcın kınına girmesi demek, esareti kabullenmekten başka bir şey değildi.
Oysa esir olmamak adına yürümüşlerdi Börteçine’nin ardından, Orta Asya’nın dağlarından, tozlu yollarından geçerken nice hayaller kurulmuştu Türklüğün yaşaması uğruna. Söğüt ve Domaniç yaylaları dar gelecekti an gelip Osman’ın soyuna. Çetin bir yerdi burası, çevrede bir çok bey ve tekfur vardı, Moğol belası durmak bilmiyordu bir türlü uzun senelerdan bu yana. Zaman su gibi akıp geçerken su gibi de kan dökülüyordu ayakta ve hayatta kalabilmek için.
Osman’ın hayalleri yalnızca kendisine ait hayallerden ibaret değildi, atalarının izinden gitmekti yaptığı, ömrünün bittiği yerde evlatları devam etmeliydi onun kaldığı yerden. Elini kılıcının kabzasından çekti, derin nefesler alıp vermeye başladı. Mevsim sonbahardı ve yeşile boyanan dağlar sararmaya başlamıştı çoktan. Huzuru hissederken benliği, kalbi bir başka çarpıyordu. Soyunun devam etmesi gerekti, kınından çıkmıştı bir defa Türklüğün kılıcı, o kılıcın kınına girmesi demek, esareti kabullenmekten başka bir şey değildi.
Oysa esir olmamak adına yürümüşlerdi Börteçine’nin ardından, Orta Asya’nın dağlarından, tozlu yollarından geçerken nice hayaller kurulmuştu Türklüğün yaşaması uğruna. Söğüt ve Domaniç yaylaları dar gelecekti an gelip Osman’ın soyuna. Çetin bir yerdi burası, çevrede bir çok bey ve tekfur vardı, Moğol belası durmak bilmiyordu bir türlü uzun senelerdan bu yana. Zaman su gibi akıp geçerken su gibi de kan dökülüyordu ayakta ve hayatta kalabilmek için.