Edebiyat Kitapları

«Pamuk Prenses ve 7 Cüceler Masalı PDF Oku»

Pamuk Prenses ve 7 Cüceler Masalı PDF Oku, PDF kitap depomuzda, Pamuk Prenses ve 7 Cüceler Masalı tarafından kaleme alınan Pamuk Prenses ve 7 Cüceler Masalı isimli kitabı siz değerli okurlarımız için hazırladık.

Pamuk Prenses ve 7 Cüceler Masalı PDF Oku

«Pamuk Prenses ve 7 Cüceler Masalı» pdf indirBir varmış, bir yokmuş… Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, çok uzak diyarlardaki ülkelerden birinde, çok güzel bir saray varmış. Pamuk Prenses ve 7 Cüceler masalı işte tam bu sarayda başlamış…

Bu güzel sarayda bir de güzeller güzeli bir kraliçe yaşarmış. Bu güzel kraliçenin mutlu olmak için tek dileği, güzel bir kız çocuğuna sahip olmakmış.

Soğuk bir kış günü, kraliçe sarayının cam kenarında oturmuş. Bir yandan camdan dışarıyı seyrediyor, öte yandan da dikiş dikiyormuş. Dışarıda çok güzel kar yağıyormuş. Kar tanelerini seyre dalan kraliçe, elindeki dikiş iğnesini parmağına batırmış.

Kraliçenin biraz canı yanmış, fakat karların güzelliğini seyrederken yalnızca tek bir şey düşünüyormuş.

“Keşke teni pamuk kadar beyaz, dudakları pespembe ve kalbi sevinç ve mutluluk saçan bir kızım olsa.”

Zaman geçmiş, günler günleri kovalamış… Masal bu ya, en sonunda kraliçenin çok istediği dileği gerçekleşmiş ve bir bebeği olmuş.

Kraliçe güzel kızına “Pamuk Prenses” adını vermiş. Pamuk Prenses’in kömür karası göz alıcı saçları, pespembe dudakları ve çok iyi bir kalbi varmış. Kraliçe kızına kavuşmuş, ama mutlulukları kısa sürmüş. Bir gün kraliçe hastalanmış ve ölmüş. Kral ve Pamuk Prenses yalnız kalmışlar.

Günler günleri kovalamış… Bir süredir yalnız kalan Kral, sonunda kendine bir eş bulmuş ve evlenmiş. Yeni kraliçe güzel olmasına rağmen fazla kötü kalpliymiş. Oldukça kendini beğenmiş bir kişi olan kraliçenin ayrıca herkesten sakladığı bir de aynası varmış.

“Ayna ayna söyle bana… Bu dünya çapında benden daha güzeli var mı?” diye sorarmış.

Sihirli Ayna hemen yanıt verirmiş: “Hayır, kıymetli kraliçem. En güzel olan sizsiniz.”

Mevsimler akıp geçmiş. Pamuk prenses büyümüş çok güzel bir genç kız olmuş. Saraydaki herkes onu çok seviyormuş çünkü o, yalnızca güzel bir kız değil, bunun yanı sıra çok iyi kalpli biriymiş ve hiç kimseye kötülük etmek istemezmiş.

Günlerden bir gün, sarayda yine sıradan bir sabah yaşanıyormuş. Kötü kalpli güzel kraliçe uyanmış ve sihirli aynasının karşısına geçmiş.

“Ayna, ayna ey sihirli ayna, söyle bana; bu dünya çapında benden daha güzeli var mı?” diye sormuş.

Ayna biraz beklemiş, sonra yanıt vermiş: “Evet, kıymetli kraliçem… Pamuk prenses sizden daha güzel.”

Kraliçe duyduklarına inanamamış ve sinirle aynaya dönmüş, tekrar sormuş: “Ayna ayna söyle bana, benden daha güzeli var mı bu dünya çapında?!”

Ayna bu sefer hiç beklemeden, biraz çekinerek yanıtlamış: “Evet, kraliçem… Pamuk prenses sizden daha güzel.”

Bunu duyan kraliçe çok sinirlenmiş ve sinsi bir plan yapmış. Saray personellerinden birisi olan avcıyı yanına çağırmış ve Pamuk Prenses’i ormana götürüp öldürmesini istemiş.

Avcı, aslında iyi biriymiş ve Pamuk Prenses’i çok severmiş. Onu bir bahaneyle ormana götürmüş ama ona zarar verememiş. Olanları ona anlatıp kaçmasını istemiş. Saraya dönünce de Pamuk Prenses’in artık yaşamadığını söylemiş.

O sırada ormanda tek başına dolaşan Pamuk Prenses, öte yandan ağlıyor öte yandan da kalacak bir yer arıyormuş. Tam vazgeçtiği sırada ağaçların arasında bir kulübe görmüş. Hızlıca yürüyerek içine girmiş. Bir de ne görsün!

Bu minik evin eşyaları da minicikmiş ve üstelik her yer çok dağınıkmış. Bir süre bekledikten sonra etrafı toplamaya karar vermiş.

Küçük ufak yedi tane tabak yıkamış, minik minik yedi tane bardak, yedi minik çatal… 7 minik kaşık… Mutfağı pırıl pırıl yaptıktan sonra bir güzel yemek pişirmiş.

Afiyetle karnını doyuran pamuk prenses, diğer odanın da ne kadar dağınık olduğunu fark edince toplamak üzere oraya yönelmiş bir de ne görsün; yedi tane minicik yatak…

Yedi yatağı da düzenleyen pamuk prenses yorgunluğuna yenik düşmüş ve yatakların üzerine doğru uzanarak uykuveyalmış.

“Biz tam yedi cüceyiz!” şarkısını söyleyerek gelen minik evin minik sahipleri yorgun argın eve vardıklarında çok şaşırmışlar. Her yer toplanmış, temizlenmiş, mis gibi yemek kokuları tüm evi sarmış. Gün boyu çalıştıkları için bi hayli aç olan yedi cüce, içeride pamuk prensesin uyuduğundan habersiz yemekleri yemeğe koyulmuşlar.

Sonra da yataklarını birleştirmiş üzerinde uyuyakalmış Pamuk Prenses’i görmüşler.

7 cüceler, şaşkınlık içinde pamuk prensese bakıyorlarmış. Yataklar çok ufak olduğu için yedi yatağın yedisine birden uzanan Pamuk Prenses, karşılarında mışıl mışıl uyuyormuş. Minik yataklarında yatan bu güzeller güzeli kızı gören yedi cüceler adeta büyülenmişler.

O sırada çıkan sesleri duyan pamuk prenses, korkarak sıçramış. Pamuk prensesin karşısında yedi çift göz, şaşkın şaşkın ona bakıyormuş.

Pamuk prenses çekinerek kendisini tanıtmış.

– “Herkese Merhabalar, ben Pamuk Prenses, ormanda yolumu kaybettim. Sizi kızdırdıysam özür dilerim. Kötü bir niyetim yoktu.”

Bilgin ise, “kötü bir niyetin olsa, evi böylece derleyip toplamazdın herhalde” demiş ve kendilerini tanıtmaya başlamış;

– “Bize yedi cüceler derler. Ben Bilgin ve işte Neşeli, Öfkeli, Sakar, Meraklı, Utangaç ve Uykucu. Biz tam yedi cüceyiz. Bu güzel ormanda yaşar, madencilik yaparız.”

Herkes, bu nazik tanışmadan dolayı çok tatmin olmuş.

Günler hızla geçiyormuş…

Diğer yandan kötü kraliçe, o sabah yine ayna karşısına geçmiş ve o soruyu sormuş.

– “Ayna ayna söyle bana benden güzeli var mı bu dünya çapında?”

– “Evet var kraliçem, Pamuk Prenses sizden daha güzel.”

Yine aynı cevabı alan kraliçe, Sihirli Ayna’ya Pamuk Prenses’in öldüğünü artık dünya çapında ondan daha güzel kimse kalmadığını söylemiş. Bunun üzerine Sihirli Ayna ve yanıt vermiş;

– “Kraliçem, ne yazık ki yedi cücelerin evinde yaşayan Pamuk Prenses hala daha güzel”

– “Pamuk prenses ve yedi cüceler mi?” Kraliçenin kafası karışmış. O sıra da sihirli ayna parıldayarak açılmış ve pamuk prenses ile yedi cücelerin yaşadıkları yeri kötü kalpli kraliçeye göstermiş.” Pamuk prenses, gerçekten de yedi cücelerin yanında yaşıyormuş” diyen kraliçe bu işi kendisi çözmesi gerektiğini anlamış ve bir plan düşünmeye başlamış.

Pamuk Prenses ve yedi cüceler bir sabah yine erkenden uyanmışlar. Yedi cüceler, Pamuk Prensesi sıra sıra öpüp, kimseye kapıyı açmamasını söyleyip madenin yolunu tutmuşlar. Öğleden sonra Pamuk Prenses akşam için yemek hazırlarken kapı çalınmış. Daha çok erken olduğu için kapıyı çalanın yedi cüceler olamayacağını anlamış ve Bilgin’in sözü gelmiş aklına… Kapı bir daha çalmış. Pamuk Prenses tedirgin bir biçimde kafasını pencereden uzatıp, gelenin kim olduğuna bakmak istemiş.

Kapıda duran yaşlı bir kadınmış.

Yaşlı Kadın, Pamuk Prenses’e seslenmiş;

– “Ben yaşlı bir kadınım bu koca ormanda yolumu kaybettim. Çok uzun süredir yürüyorum. Bana bir bardak su verir misiniz?”

Pamuk prenses yaşlı ve susamış bir kadının kendisine zararı olmayacağını düşünmüş ve Bilgin’e verdiği sözü unutmuş. Yaşlı kadını içeri almış ve ona bir bardak su ikram etmiş.

Yaşlı kadın,

– “Güzel kızım, benim yolum uzun ben gideyim. Su için teşekkür ederim. Yanımda ormandan topladığım çok leziz elmalar var. Gitmeden bende sana onlardan bir tane vermek isterim” demiş.

Pamuk Prenses, yaşlı kadının uzattığı kırmızı elmayı almış ve teşekkür etmiş.

Yaşlı kadın gitmeden, “Bir ısırık alsana elmadan bak ne kadar güzel olduğunu göreceksin” demiş.

Pamuk Prenses yaşlı kadını kırmak istememiş. Kadının verdiği elmadan bir ısırık alan Pamuk Prenses, oracıkta yere düşüp, bayılmış.

Meğersem, tüm bunlar kraliçenin kötü planlarından biriymiş. Yaşlı bir kadın kılığına giren kötü kalpli kraliçe, Pamuk Prenses’e sihirli bir elma yedirmiş. Oracıkta bayılıp kalan Pamuk Prenses, zehirli elmanın etkisiyle uyanmamak üzere uzun bir uykuveyalmış.

Akşam olmuş. Yedi cüceler şarkılar söyleyerek eve dönüyorlarmış. Pamuk Prenses’in kapının önünde baygın yattığını görünce çok üzülmüşler. Bilgin, hemen Pamuk Prenses’in elinden düşen elmaya bakmış ve elmanın zehirli bir elma olduğunu anlamış.

Pamuk Prenses’in ölmediğini biliyorlarmış ama ne zaman ve nasıl uyanacağını bilmiyorlarmış. Pamuk Prenses’i bu uzun uykusunda rahat ettirebilmek için ona tamamen fazla rahat camdan bir yatak yapmışlar ve tüm hayvan dostları da Pamuk Prenses’lerini görebilsin diye bu özel yatağı bahçenin en güzel yerine koymuşlar.

Günler geçiyor ama Pamuk Prenses o cam yatağın içinde uyumaya devam ediyormuş. Ormandaki dostları ve Yedi cüceler, Pamuk Prenses’e her gün çiçekler götürüyorlarmış.

Bir gün, bir prens ormandan geçerken camdan yatağı görmüş ve yanına gitmiş. Gördüğü güzellik karşısında kalakalmış.

Pamuk prenses, tüm güzelliğiyle karşısındaymış. Prens, Pamuk Prenses’i görür görmez aşık olmuş. Yatağın üzerindeki camı kaldırmış ve pamuk prensesi öpmüş.

Pamuk Prenses o anda derin bir nefes çekerek gözlerini açmış.

Yedi cüceler ve çevreleri saran minik hayvanlar, gördüklerine inanamamışlar ve adeta sevinçten havalara uçmuşlar. Pamuk Prenses, prensin onu öpmesiyle o derin uykudan uyanmış. Kötü kraliçenin büyülü elmasının kötü büyüsü bozulmuş. Herkes çok mutluymuş, o gün güneş bile bir başka ışıldıyormuş.

Bunun yanı sıra kral saraya dönmüş ve kızının sarayda olmadığını görünce deliye dönmüş. Olanları öğrenince kötü kalpli kraliçeyi ülkeden kovmuş. Bütün ülkeye haber salınmış ve herkes Pamuk Prenses’i aramaya başlamış fakat prens ile pamuk prenses yedi cücelerle birlikte saraya gelmek üzerelermiş.

Pamuk Prenses babasını görünce çok sevinmiş. Prens ile pamuk prenses’e 40 gün 40 gece düğün yapılmış. Tüm ülke çok mutluymuş. Kral, Pamuk prenses ve yedi cüceler, prens ve tüm dostlarıyla sonsuza kadar mutlu yaşamışlar.

Pamuk prenses ve yedi cüceler masalı da burada bitmiş…

Gökten üç elma düşmüş… Biri size, biri Pamuk Prenses’e bir diğeride bize Pamuk Prenses masalını okuyanlara…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Gaziantep Oto Kiralama
Gaziantep Havalimanı Transfer
Gaziantep Oto Kiralama