Roman Kitapları
Run Gülüzar Run PDF oku indir
Run Gülüzar Run PDF oku indir, PDF kitap depomuzda, Ayşegül Kocabıçak tarafından kaleme alınan Run Gülüzar Run isimli kitabı siz değerli okurlarımız için hazırladık. 9786051921013 dilinde ve Kitap Kağıdı ebatında basılan ayrıca TÜRKÇE sayfadan oluşan Run Gülüzar Run kitabı 144 olarak yayınlanmıştır. Run Gülüzar Run kitabını 15.02.2021 numarası ile orijinalliğini sorgulayabilirsiniz. Run Gülüzar Run PDF Oku.
Run Gülüzar Run PDF Oku
“Ben Gülüzar. Gülizar, gül yanaklı demektir ama Gülüzar olunca bir anlamı olmuyor. Bu ülkede kadın olarak yaşamaya çalışmak gibi belki de!”
Böyle tanıtıyor Gülüzar kendini. Dokuz yaşındayken tutmaya başladığı günlüklerle giriyoruz onun dünyasına. Yıllar içinde yakılan, yırtılan, yok edilen günlüklerden saklayabildiği kadarıyla paylaşıyor iç dünyasını, muhafazakâr ailesini, mahallesini, yüreğindeki ilk kıpırtıları, büyüme sancılarını… Ve alabildiğine sorguluyor her şeyi o muzip diliyle, hiç sakınmadan. Aileyi, inancı, ülkenin gündemini tespit eden hadiseleri, çoğu zaman hepimizin elini kolunu bağlayan âdetleri… “Neden” diye soruyor, “başkaları sinemaya rahatça giderken, ben fakat yalan söyleyerek gidebiliyorum? Neden erkek arkadaşımla konuşurken birileri görecek diye ödüm patlıyor? Neden dostlarım liseye giderken, ben gidemiyorum?” Ve ardından isyan geliyor tabi ki: “Sanki gerçek dünya Cine5’teki şifreli filmler gibi. Bize hep şifreli yayın, zenginlere hep net görüntü!”
Hepimizi kıskıvrak yakalayan her şeyden kaçmak istiyor aslında Gülüzar. Mahallelerden, ailelerden, şarkılardan, türkülerden, hatta arada bir kadınlığından bile. Batı’ya olan acemi hayranlığıyla, özgürlüğe olan düşkünlüğüyle, kendi kendine, muzipçe sesleniyor: Run Gülüzar Run… Koş Gülüzar koş! Biz de arkasından bağırıyoruz: Aç kanatlarını Gülüzar, kolay olmasa da aç! Uç Gülüzar uç!
Böyle tanıtıyor Gülüzar kendini. Dokuz yaşındayken tutmaya başladığı günlüklerle giriyoruz onun dünyasına. Yıllar içinde yakılan, yırtılan, yok edilen günlüklerden saklayabildiği kadarıyla paylaşıyor iç dünyasını, muhafazakâr ailesini, mahallesini, yüreğindeki ilk kıpırtıları, büyüme sancılarını… Ve alabildiğine sorguluyor her şeyi o muzip diliyle, hiç sakınmadan. Aileyi, inancı, ülkenin gündemini tespit eden hadiseleri, çoğu zaman hepimizin elini kolunu bağlayan âdetleri… “Neden” diye soruyor, “başkaları sinemaya rahatça giderken, ben fakat yalan söyleyerek gidebiliyorum? Neden erkek arkadaşımla konuşurken birileri görecek diye ödüm patlıyor? Neden dostlarım liseye giderken, ben gidemiyorum?” Ve ardından isyan geliyor tabi ki: “Sanki gerçek dünya Cine5’teki şifreli filmler gibi. Bize hep şifreli yayın, zenginlere hep net görüntü!”
Hepimizi kıskıvrak yakalayan her şeyden kaçmak istiyor aslında Gülüzar. Mahallelerden, ailelerden, şarkılardan, türkülerden, hatta arada bir kadınlığından bile. Batı’ya olan acemi hayranlığıyla, özgürlüğe olan düşkünlüğüyle, kendi kendine, muzipçe sesleniyor: Run Gülüzar Run… Koş Gülüzar koş! Biz de arkasından bağırıyoruz: Aç kanatlarını Gülüzar, kolay olmasa da aç! Uç Gülüzar uç!
