Edebiyat Kitapları
Tüplü Televizyon Kırılınca PDF Oku
Tüplü Televizyon Kırılınca PDF oku, PDF kitap depomuzda, Fatih Türker tarafından kaleme alınan Tüplü Televizyon Kırılınca isimli kitabı siz değerli okurlarımız için hazırladık. 9786256099142 dilinde ve Kitap Kağıdı ebatında basılan ayrıca TÜRKÇE sayfadan oluşan Tüplü Televizyon Kırılınca kitabı 99 olarak yayınlanmıştır. Tüplü Televizyon Kırılınca kitabını 06.11.2024 numarası ile orijinalliğini sorgulayabilirsiniz. Tüplü Televizyon Kırılınca PDF Oku.
Tüplü Televizyon Kırılınca PDF Oku
Şehir ve apartmanlar gökyüzünü esirger mi insanlardan? Sıralı daireler birer kahır yuvalarına döner mi çocuklar için? Kaplumbağalar dile gelir mi? Çıkarsız adım atılmaz mı büyük büyük caddelerde? Bir televizyon nasıl olur da tamir edilemez bunca zamanda? Kırıp dökülenlerin yerini hep başka yeni şeyler mi alır? Akvaryum, solucan, köy, bilezik, gözyaşı, olta. Tüplü Televizyon Kırılınca çekirdek bir ailenin şehirde tutunma çabaları, nefes alıp verişleri, kalp atışları, taşeronları, gürültüsü ve tramvayları.
“Anne, solucan toplamaya gidiyoruz!”
“Yıldırım ağlamaklı oldu. Gözleri doldu. Dişlerini sıktı. Kendini sıktı. Dudağını ısırdı. Kanattı. Kan tadı diline geldi. Ekşi. Yuttu. Biradan büyük bir yudum daha aldı. Nazo toz meyve suyuydu. Arkadaşlarıyla para toplayıp yan köydeki bakkaldan paket içinde alırlar, dönüş yolunda koştur koştur çayıra serilirlerdi. Hasat zamanı eğlencelerinden biriydi. Sıcak tüm uzuvlarını yakardı. Sonra litrelik su kabına tozu boşaltırlar, aralarındaki en küçüğünü çeşmeye kabı suyla doldurmaya yollarlardı. Oğlanın dönüşünü dört gözle izlemeye koyulurlardı. Kap her seferinde başka renklere bulanmış olarak geri gelirdi. Bunu da yine kura yöntemiyle belirlerdi.
Turuncu, kırmızı, sarı…”
“Anne, solucan toplamaya gidiyoruz!”
“Yıldırım ağlamaklı oldu. Gözleri doldu. Dişlerini sıktı. Kendini sıktı. Dudağını ısırdı. Kanattı. Kan tadı diline geldi. Ekşi. Yuttu. Biradan büyük bir yudum daha aldı. Nazo toz meyve suyuydu. Arkadaşlarıyla para toplayıp yan köydeki bakkaldan paket içinde alırlar, dönüş yolunda koştur koştur çayıra serilirlerdi. Hasat zamanı eğlencelerinden biriydi. Sıcak tüm uzuvlarını yakardı. Sonra litrelik su kabına tozu boşaltırlar, aralarındaki en küçüğünü çeşmeye kabı suyla doldurmaya yollarlardı. Oğlanın dönüşünü dört gözle izlemeye koyulurlardı. Kap her seferinde başka renklere bulanmış olarak geri gelirdi. Bunu da yine kura yöntemiyle belirlerdi.
Turuncu, kırmızı, sarı…”