Roman Kitapları
Unutkan Ayna PDF oku indir
Unutkan Ayna PDF oku indir, PDF kitap depomuzda, Gürsel Korat tarafından kaleme alınan Unutkan Ayna isimli kitabı siz değerli okurlarımız için hazırladık. 9786051859989 dilinde ve Kitap Kağıdı ebatında basılan ayrıca TÜRKÇE sayfadan oluşan Unutkan Ayna kitabı 336 olarak yayınlanmıştır. Unutkan Ayna kitabını 02.06.2023 numarası ile orijinalliğini sorgulayabilirsiniz. Unutkan Ayna PDF Oku.
Unutkan Ayna PDF Oku
12 Haziran 1915’te, Nevşehir’in tek çerçisi Boğos öldürülür. Miralay Ziya Bey, Boğos’un sakladığına inandığı tabutu bulmak için gözünü karartmıştır: O güne dek komşu olan Ermeniler, Türkler, Rumlar arasında sezilen tedirginlik, yerini büyük bir korkuya bırakmıştır artık. Doğdukları topraklardan sürülmek istenenler arasında, oğlunu Çanakkale’ye asker gönderen Kirkor da mevcuttur. Miralay ise ailesini Balkanlar’da gömüp gelmiştir Anadolu’ya. Tehcirin başladığı zamana denk düşen on gün boyunca yaşananları, Kirkor ve Memet’in dostluğunu, sevdiklerini kurtarma çabasını, kadınların sessiz dayanışmasını, yerin altındaki tünellerden gökteki yıldızlara kadar Nevşehir’i, Gürsel Korat’ın okura tuttuğu o unutkan aynada görürüz.
2017 senesinde Orhan Kemal Roman Armağanı’nı alan Unutkan Ayna, bir dönemi hadiseleriyla, kokusuyla, dokusuyla canlandırıyor; kaybolan sesleri açıklamayor. Acıyı, endişeyi ve merakı da uyandırıyor, şefkati ve vicdanı da.
Yas çanının sesi siyah duman gibi Nevşehir’in üstüne yayılırken Boğos’un karısı Sırpuhi dizlerini dövdü. Burnunun ucunda minik ter tanecikleri vardı, yüzü kızgın mı kızarık mı, belirsizdi; Boğos’un yarasına dokunmaya kıyamamıştı biraz önce. Düşündükçe ölünün yerine canı acımaktaydı, burnu sızladı, iki yanına sallandı ve sonra anadili Türkçe olanlara özgü yürekten bir deyiş dile getirdi:
Geçtim ağbayırı aştım bir höyük
Değmeyin yarama sızısı böyük
2017 senesinde Orhan Kemal Roman Armağanı’nı alan Unutkan Ayna, bir dönemi hadiseleriyla, kokusuyla, dokusuyla canlandırıyor; kaybolan sesleri açıklamayor. Acıyı, endişeyi ve merakı da uyandırıyor, şefkati ve vicdanı da.
Yas çanının sesi siyah duman gibi Nevşehir’in üstüne yayılırken Boğos’un karısı Sırpuhi dizlerini dövdü. Burnunun ucunda minik ter tanecikleri vardı, yüzü kızgın mı kızarık mı, belirsizdi; Boğos’un yarasına dokunmaya kıyamamıştı biraz önce. Düşündükçe ölünün yerine canı acımaktaydı, burnu sızladı, iki yanına sallandı ve sonra anadili Türkçe olanlara özgü yürekten bir deyiş dile getirdi:
Geçtim ağbayırı aştım bir höyük
Değmeyin yarama sızısı böyük