Akademik Kitaplar
Uygulamada İktisadi Sistemler Kapitalizm ve Sosyalizm PDF Oku
Uygulamada İktisadi Sistemler Kapitalizm ve Sosyalizm PDF oku, PDF kitap depomuzda, Hasan Islatince tarafından kaleme alınan Uygulamada İktisadi Sistemler Kapitalizm ve Sosyalizm isimli kitabı siz değerli okurlarımız için hazırladık. 9789758675630 dilinde ve 1. Hm. Kağıt ebatında basılan ayrıca TÜRKÇE sayfadan oluşan Uygulamada İktisadi Sistemler Kapitalizm ve Sosyalizm kitabı 143 olarak yayınlanmıştır. Uygulamada İktisadi Sistemler Kapitalizm ve Sosyalizm kitabını 02.04.2024 numarası ile orijinalliğini sorgulayabilirsiniz. Uygulamada İktisadi Sistemler Kapitalizm ve Sosyalizm PDF Oku.
Uygulamada İktisadi Sistemler Kapitalizm ve Sosyalizm PDF Oku
İnsanoğlu yeryüzünde var olduğu günden bu yana sınırsız istek ve gereksinimlerini karşılama arzusu ile yaşamakta ve bu arzularını gerçekleştirebilmek için çeşit-li şekillerde örgütlenme ihtiyacı hissetmiştir. Çağlar ilerledikçe insanoğlunun ihtiyaçları da değişmiş, bu ihtiyaçları daha iyi karşılamak için yeni teknikler ve düşünceler ortaya atılmış ve bu düşüncelerin sonucu olarak da toplumda bir ‘ekonomik düzen’ ortaya çıkmıştır. Ortaya çıkan bu ekonomik düzenin başarılı bir düzen olup olmadığı toplumun iktisadi poblemlerina etkili çözümler sunup sunamadığına bakılarak anlaşılmıştır. Bu durumda bir toplumun ekonomik dü-zeni hangi kaideler üzerine temellendirilirse, daha etkili ve en verimli sonuca ulaşılacaktır. Ülkenin yetersiz kaynaklarının en verimli, en bi hayli hızlı gelişmesi ve en adaletli paylaşımı nasıl bir sistem ile yapılabilir gibi sorular ortaya değişik ekonomik sistem modelleri çıkarmıştır.
Ekonomik sistemlerin bir ucunda bireyci görüş mevcuttur. Bu görüş savunucularına göre, toplumu meydana getiren herkes tutarlıdır, kişisel yararlar üstüne kurulu sistemde en verimli kesimler bulunup çıkarılacak, bu da toplumun bir bütün olarak kalkınmasını sağlayacaktır. ‘Kapitalizm’ adı verilen bu sistemin karşısında ise, toplum çıkarlarının kişisel çıkarlar üzerinde tutulduğu diğer bir sistem mevcuttur. Bu sistemde ekonomik yaşamın örgütlenmesi, planlanması ve yürütülmesi toplumun elindedir. Birey, geçimini toplumsal bir kurumda çalışarak sağlar. Söz konusu sistemin en son aşamasında birey toplumsal, ürüne kabiliyetleri oranında katılacak ve buna karşılık olarak toplumsal ürünlerden ihtiyaçları oranında payını alacaktır. Bu aşamaya gelindiği zaman ‘komünizme’ de varılmış olmaktadır. Henüz bu son aşamaya varamamış olmakla birlikte bu ekonomik sistemin uygulamadaki önderi Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği olmuştur. Lakin 1991 senesinde Sovyetler Birliği’nin dağılması ile dünya, ABD öncülüğünde tek kutuplu bir döneme girmiştir. Doğu bloğunun çöküşü karşısında kapitalist sistem başarılı görülse de 1929 Büyük Buhranı, 1970’ler, 1980 bunalımları ve 2008 Küresel krizi, kapitalist sistemin de açmazları olduğunu göstermektedir. Krizlerin aşılması için uygulanan Neo liberal politikalarda sorunlara yönelik kalıcı çözüm getirememiştir. Dünya ekonomisinin kaotik yapısı 21. Yüzyılda ülkeleri yeni sistem arayışlarına yöneltmiştir. Bir yanda ulus devlet bir başka deyişle serbest piyasa ekonomisi modelinin ciddi sıkıntı ve sıkışıklarla karşılaşması ve buna bağlı olarak yaşanan krizler, liberal kapitalizm ekonomisinin zayıflamasına neden olmuştur. Bu dönem içinde git gide artan değer olarak kabul gören ‘devlet kapitalizmi’ olarak da adlandırılan model ekonomik anlamda giderek daha fazla dikkatleri çekmektedir. Devlet kapitalizmi ağırlıklı ekonomiler hem bölgesel hem de ülke bazında, 2008’deki küresel krizden etkilenmemişler, tam tersi bir biçimde bu krizlerden kazançlı çıkmışlardır. Son ekonomik kriz ile birlikte ortaya liberal kapitalizmi ile devlet kapitalizmi arasındaki fark daha belirgin ortaya çıkmıştır.
Bu çalışmanın konusunuda piyasa ekonomisine dayalı kapitalist sistemi uygulayan ülkelerin (seçilmiş) uygulamaları ile Devlet kapitalizmine yönelen ülkelerin (Rusya ve Çin) uygulamalarının tarihsel süreç içinde karşı karşıya geldirılması oluşturmaktadır.
Ekonomik sistemlerin bir ucunda bireyci görüş mevcuttur. Bu görüş savunucularına göre, toplumu meydana getiren herkes tutarlıdır, kişisel yararlar üstüne kurulu sistemde en verimli kesimler bulunup çıkarılacak, bu da toplumun bir bütün olarak kalkınmasını sağlayacaktır. ‘Kapitalizm’ adı verilen bu sistemin karşısında ise, toplum çıkarlarının kişisel çıkarlar üzerinde tutulduğu diğer bir sistem mevcuttur. Bu sistemde ekonomik yaşamın örgütlenmesi, planlanması ve yürütülmesi toplumun elindedir. Birey, geçimini toplumsal bir kurumda çalışarak sağlar. Söz konusu sistemin en son aşamasında birey toplumsal, ürüne kabiliyetleri oranında katılacak ve buna karşılık olarak toplumsal ürünlerden ihtiyaçları oranında payını alacaktır. Bu aşamaya gelindiği zaman ‘komünizme’ de varılmış olmaktadır. Henüz bu son aşamaya varamamış olmakla birlikte bu ekonomik sistemin uygulamadaki önderi Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği olmuştur. Lakin 1991 senesinde Sovyetler Birliği’nin dağılması ile dünya, ABD öncülüğünde tek kutuplu bir döneme girmiştir. Doğu bloğunun çöküşü karşısında kapitalist sistem başarılı görülse de 1929 Büyük Buhranı, 1970’ler, 1980 bunalımları ve 2008 Küresel krizi, kapitalist sistemin de açmazları olduğunu göstermektedir. Krizlerin aşılması için uygulanan Neo liberal politikalarda sorunlara yönelik kalıcı çözüm getirememiştir. Dünya ekonomisinin kaotik yapısı 21. Yüzyılda ülkeleri yeni sistem arayışlarına yöneltmiştir. Bir yanda ulus devlet bir başka deyişle serbest piyasa ekonomisi modelinin ciddi sıkıntı ve sıkışıklarla karşılaşması ve buna bağlı olarak yaşanan krizler, liberal kapitalizm ekonomisinin zayıflamasına neden olmuştur. Bu dönem içinde git gide artan değer olarak kabul gören ‘devlet kapitalizmi’ olarak da adlandırılan model ekonomik anlamda giderek daha fazla dikkatleri çekmektedir. Devlet kapitalizmi ağırlıklı ekonomiler hem bölgesel hem de ülke bazında, 2008’deki küresel krizden etkilenmemişler, tam tersi bir biçimde bu krizlerden kazançlı çıkmışlardır. Son ekonomik kriz ile birlikte ortaya liberal kapitalizmi ile devlet kapitalizmi arasındaki fark daha belirgin ortaya çıkmıştır.
Bu çalışmanın konusunuda piyasa ekonomisine dayalı kapitalist sistemi uygulayan ülkelerin (seçilmiş) uygulamaları ile Devlet kapitalizmine yönelen ülkelerin (Rusya ve Çin) uygulamalarının tarihsel süreç içinde karşı karşıya geldirılması oluşturmaktadır.