PDF Kitap
Başın Öne Eğilmesin Beden Dilini Anlama ve Kullanma Kitabı PDF Oku

Başın Öne Eğilmesin Beden Dilini Anlama ve Kullanma Kitabı PDF oku, PDF kitap depomuzda, tarafından kaleme alınan Başın Öne Eğilmesin Beden Dilini Anlama ve Kullanma Kitabı isimli kitabı siz değerli okurlarımız için hazırladık. 29.11.2024 dilinde ve Karton Kapak ebatında basılan ayrıca 9786052127933 sayfadan oluşan Başın Öne Eğilmesin Beden Dilini Anlama ve Kullanma Kitabı kitabı TÜRKÇE olarak yayınlanmıştır. Başın Öne Eğilmesin Beden Dilini Anlama ve Kullanma Kitabı kitabını Nigar Ayyıldız numarası ile orijinalliğini sorgulayabilirsiniz. Başın Öne Eğilmesin Beden Dilini Anlama ve Kullanma Kitabı PDF Oku.
Başın Öne Eğilmesin Beden Dilini Anlama ve Kullanma Kitabı PDF Oku
Bu kitabı senin için yazdım. Sadece kelimelerinle değil, beden dilinle de gönüller yap diye.
Oku diye yazdım. Sana söyleneni değil, söylenmeyeni oku diye.
Hepimiz büyük bir yarışın içindeyiz. Bazı zaman yoruluyoruz, arada bir tökezliyoruz, arada bir pes ediyoruz. Sonra omuzlarımız çöküyor, gözlerimizin feri sönüyor, başımız öne eğiliyor.
Eğilmesin diye yazdım. Başın dimdik, göğsünü gere gere ayağa kalk; kaldığın yerden yola devam etme, yeniden yola çık diye yazdım.
İsteyerek yahut istemeyerek ağzımızdan başka bir şey çıkıyor farklı zamanlarda, beden dilimizden başka. Çıkmasın diye yazdım.
Çoğunlukla kelimelerin değil, duyguların işitilmeye ihtiyacı var. İçimizden haykırırız duygularımızı, bedenimiz dile gelir de gören, bilen olmaz. Sen gör, bil diye yazdım.
Adına makro ifade dedim, mikro ifade dedim, beden dili dedim, lisân-ı hâl dedim ama en sonunda ‘başın öne eğilmesin’ dedim.
Hem kendini, hem insanları tanımak; hem doğru davranmak hem doğru davranılmak; bir de üstüne siyasette yol almak isteyenler için yazdım.
Beden dilini anlamak ve şifrelerini çözmek isteyen, nefes alan herkes için faydası bol, ‘uğuru hayır olsun’.
Oku diye yazdım. Sana söyleneni değil, söylenmeyeni oku diye.
Hepimiz büyük bir yarışın içindeyiz. Bazı zaman yoruluyoruz, arada bir tökezliyoruz, arada bir pes ediyoruz. Sonra omuzlarımız çöküyor, gözlerimizin feri sönüyor, başımız öne eğiliyor.
Eğilmesin diye yazdım. Başın dimdik, göğsünü gere gere ayağa kalk; kaldığın yerden yola devam etme, yeniden yola çık diye yazdım.
İsteyerek yahut istemeyerek ağzımızdan başka bir şey çıkıyor farklı zamanlarda, beden dilimizden başka. Çıkmasın diye yazdım.
Çoğunlukla kelimelerin değil, duyguların işitilmeye ihtiyacı var. İçimizden haykırırız duygularımızı, bedenimiz dile gelir de gören, bilen olmaz. Sen gör, bil diye yazdım.
Adına makro ifade dedim, mikro ifade dedim, beden dili dedim, lisân-ı hâl dedim ama en sonunda ‘başın öne eğilmesin’ dedim.
Hem kendini, hem insanları tanımak; hem doğru davranmak hem doğru davranılmak; bir de üstüne siyasette yol almak isteyenler için yazdım.
Beden dilini anlamak ve şifrelerini çözmek isteyen, nefes alan herkes için faydası bol, ‘uğuru hayır olsun’.