Roman Kitapları
Kışlalar Doldu Bugün PDF Oku
Kışlalar Doldu Bugün PDF oku, PDF kitap depomuzda, Mehmet Kart tarafından kaleme alınan Kışlalar Doldu Bugün isimli kitabı siz değerli okurlarımız için hazırladık. 9786258401318 dilinde ve Kitap Kağıdı ebatında basılan ayrıca TÜRKÇE sayfadan oluşan Kışlalar Doldu Bugün kitabı 416 olarak yayınlanmıştır. Kışlalar Doldu Bugün kitabını 30.03.2022 numarası ile orijinalliğini sorgulayabilirsiniz. Kışlalar Doldu Bugün PDF Oku.
Kışlalar Doldu Bugün PDF Oku
Yaşamı boyunca başta gurbetlik olmak üzere türlü zorlukla mücadele etmiş, mücadelesinin ve hak arayışının karşılığını edebiyatta bulmayı düşlemiş, kalemin kuvvetine inanmış bir yazar Mehmet Kart. Otuzlu yaşlarında, içinde üç roman, hikâyeler, şiirler ve bir de senaryo olan yoğun bir üretim süreci geçirdi; fakat bu eserlerini uzun süre yayımlayamadı. Onlarla yeniden ilgilenme imkânı bulduğundaysa aramızdan ayrıldı. Ardında zengin duygu dünyasını yansıtmayı başardığı şiirler, romanlar, öyküler bıraktı.
Kışlalar Doldu Bugün, Mehmet Kart’ın hak arayışının nişanelerinden biri. Zorbalığın, ayrımcılığın, sömürünün karşısında durmak için var gücüyle çabalayanların hikâyesi. Daima umutla.
“Bu dağlar kopmazdı birbirinden. Kimsenin gücü yetmezdi ayırmaya. Toprağın diplerine kadar kök salmış dağları ayırmaya kalksalar, onlar da kanardı içten içe. Tıpkı insanlar gibi. İnce ince bir kan sızardı toprağa. İnce ince sızan kan zamanla göl olurdu, göller denize dönerdi. Birbirinden ayırmaya görsünler, dağlar da ağlardı insanlara görünmeyen iki gözünden. Kendi gözyaşlarında boğulanlar gömülürdü, uçsuz bucaksız denizlerin dibine…”
Kışlalar Doldu Bugün, Mehmet Kart’ın hak arayışının nişanelerinden biri. Zorbalığın, ayrımcılığın, sömürünün karşısında durmak için var gücüyle çabalayanların hikâyesi. Daima umutla.
“Bu dağlar kopmazdı birbirinden. Kimsenin gücü yetmezdi ayırmaya. Toprağın diplerine kadar kök salmış dağları ayırmaya kalksalar, onlar da kanardı içten içe. Tıpkı insanlar gibi. İnce ince bir kan sızardı toprağa. İnce ince sızan kan zamanla göl olurdu, göller denize dönerdi. Birbirinden ayırmaya görsünler, dağlar da ağlardı insanlara görünmeyen iki gözünden. Kendi gözyaşlarında boğulanlar gömülürdü, uçsuz bucaksız denizlerin dibine…”